Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma - Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma - Silahlı kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4723 Esas 2019/2596 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4723
Karar No: 2019/2596
Karar Tarihi: 11.04.2019

Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma - Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma - Silahlı kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4723 Esas 2019/2596 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2018/4723 E.  ,  2019/2596 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.07.2016 -
05.05.2016 tarihli ve 2017/140-2017/593 sayılı kararı
Suç : Devletin birliÄŸini ve ülke bütünlüÄŸü bozma, Tehlikeli
maddeleri izinsiz olarak bulundurma, Silahlı
kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip
Hüküm : TCK"nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53,
58/9, 63; TCK"nın 174/1, 174/2 ve 3713 sayılı
Kanunun 5/2, TCK"nın 52/2-4, 53, 58/9 ve TCK"nın
307/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/9, 54.
maddeleri gereÄŸince mahkumiyet hükümlerine yönelik
istinaf baÅŸvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, baÅŸvurunun süresi, kararın niteliÄŸi ve temyiz sebebine göre sanık hakkında devletin birliÄŸini ve ülke bütünlüÄŸünü bozmak suçundan duruÅŸmalı, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve silahlı kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip suçlarından duruÅŸmasız olarak yapılan incelemede, gereÄŸi düÅŸünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından iÅŸin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluÅŸtuÄŸu duruÅŸma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriÄŸine göre yapılan incelemede;
1-Silahlı kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip suçu açısından oluÅŸ ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın 20.05.2016 tarihinde etkin piÅŸmanlık yasasından yararlanmak istediÄŸini belirterek güvenlik güçlerine teslim olduÄŸu, sanığın teslim olmadan yaklaşık 15 gün önce Fırat mahallesinde Kordon sokak üzerinde bulunan tanka roket attığını beyan etmesi üzerine yapılan araÅŸtırma neticesinde bahsettiÄŸi eylemin, 05.05.2016 tarihli Midyat 70. Mekanize Tugay Komutan Yardımcılığı Tank Taburu 2. Tank BölüÄŸüne ait 261424 plaka tanka Fırat Mahallesi Kordon Sokakta operasyon haritasına göre I-4 paftası üzerinde roketli (RPG-11- Zırh delici) saldırı olayı olduÄŸunun tespit edildiÄŸinin anlaşılması karşısında, bahse konu olayla ilgili olarak gerekli araÅŸtırmalar yapılarak, maÄŸdur sayısının belirlenememesi halinde asgari seviyede bir kez olmak üzere öldürmeye teÅŸebbüs suçundan dava açtırılmasına tevessül edilip, dava açılması halinde her iki dosya birleÅŸtirilerek, kasten adam öldürmeye teÅŸebbüs suçunun unsurları oluÅŸmadığı takdirde eylemin TCK’nın 307. maddesinde düzenlenen suça vücut vereceÄŸi, aksi takdirde ise askeri tanka roketli saldırı düzenleyerek bir fiil ile kasten adam öldürmeye teÅŸebbüs ve silahlı kuvvetlere ait kara ulaşım araçlarını tahrip suçlarının oluÅŸmasına neden olan sanığın, TCK"nın 44. maddesi hükmü karşısında sadece daha ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiÄŸi de gözetilerek tüm delillerin birlikte deÄŸerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araÅŸtırma ile yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması,
2-11.07.2016 tarihinde operasyon haritasına göre J-5 paftası Fırat Mahallesi ÇaÄŸ ÇaÄŸ Caddesi ile Åžirin Caddesi Numara: 8’in kesiÅŸtiÄŸi ikametin bodrum katında el yapımı bomba bulunduÄŸunun, 05.05.2016 tarihinde meydana gelen askeri tanka saldırı olayının roketatar ile gerçekleÅŸtirildiÄŸinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında roketatar açısından gerekli kriminal raporlar alınıp harp silahı veya mühimmatı olduÄŸu belirlendikten sonra 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dava açtırılmasına tevessül edilip, açılması halinde her iki dosya birleÅŸtirilerek tüm delillerin birlikte deÄŸerlendirilmesiyle TCK"nın 174. maddesinde düzenlenen tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el deÄŸiÅŸtirmesi ile 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, el yapımı bomba ve roketatar açısından sadece tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el deÄŸiÅŸtirmesi suçundan dava açılıp yazılı ÅŸekilde uygulama yapılması,
3-İstinaf mahkemesi gerekçeli karar baÅŸlığında “05.05.2016, 11.07.2016” olan suç tarihinin “20.05.2016” olarak gösterilmesi,
4-Kabul ve uygulamaya göre ise;
a)İddianamede talep edilmemesine raÄŸmen CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden TCK’nın 307/1 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri ile uygulama yapılarak sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
b)5237 sayılı TCK"nın 62. maddesinde takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmiÅŸi, sosyal iliÅŸkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceÄŸi üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulabileceÄŸi öngörülmüÅŸtür. Bu nedenler hakimi sınırlayıcı deÄŸil yol gösterici niteliktedir. Dolayısıyla 765 sayılı TCK"da olduÄŸu gibi takdiri indirim nedenleri yönünden sınırlayıcı sistemi deÄŸil serbest deÄŸerlendirme sistemi benimsenmek suretiyle, takdiri indirim nedenlerinin kararda gösterilmesi zorunluluÄŸuna da iÅŸaret edilmiÅŸtir.
Serbest takdir sisteminin bir gereÄŸi olarak olayda takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluÄŸunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan kiÅŸiye yani hakime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeÄŸe ulaÅŸma ve adaleti temin etme yolunda çaba harcayan hakim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu baÄŸlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığını ya da yokluÄŸunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kiÅŸidir. Hakim, failin geçmiÅŸi sosyal iliÅŸkileri fiilden sonraki veya yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceÄŸi üzerindeki olası etkilerinin yanında her somut olaya göre deÄŸiÅŸebilecek ve önceden öngörülmeyecek nedenleri de birlikte deÄŸerlendirerek bu hususta hak adalet ve nesafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.
07.06.1976 gün ve 3-4 sayılı İçtihadı BirleÅŸtirme Kararı ve bu doÄŸrultudaki bir çok Ceza Genel Kurulu kararında vurgulandığı üzere, yasa koyucu hakime bu konuda geniÅŸ bir takdir yetkisi tanıyarak uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme olanağı bulunmayan çeÅŸitli halleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluÄŸu karşısında hakimin bu yetkisini kısıtlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK"da da devam ettirmiÅŸtir.
Ancak hakimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız deÄŸildir, bütün kararlarda olduÄŸu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına iliÅŸkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçenin hak adalet, nesafet kuralları ile dosya içeriÄŸine uygunluÄŸunun Yargıtay denetimine tabi olacağına da kuÅŸku bulunmamaktadır (Ceza Genel Kurulu 04.03.2008-13/41). Bu kabul doÄŸrultusunda, bazı hallerde takdiri indirimin nedeninin varlığı kabul edilerek cezada indirim yapılması gerekliliÄŸine iÅŸaret edilmiÅŸtir. "İkrarı ile suçu meydana çıkaran ve suça vasıf kazandıran sanıklar hakkında takdiri indirimin uygulanması zorunludur" (CGK 30.01.1989 tarih 1-503/8). Aynı ÅŸekilde benzer bir olayda gasp amacıyla adam öldürmek ve gasp sanıkların ikrarına dayanmakta, bu konuda görgü tanığı bulunmamaktadır. Sanıklar üzerlerine atılan suçlarda kendileri lehine en ziyade olacak ÅŸartları oluÅŸturmak ve bunları kabul ettirmek imkanı ve iktidarındayken böyle yapmamış, ikrarları ile suçun sübutuna yardımcı olmuÅŸ, ayrıca ve özellikle kendileri için en ağır cezaları gerektirecek ÅŸekilde suç vasıflarını da ortaya koymuÅŸlardır. YerleÅŸmiÅŸ uygulamalarla benimsendiÄŸi üzere; takdiri indirimde sınırsız sebepleri benimsemiÅŸ olan yasa koyucunun iradesi doÄŸrultusunda TCK"nın 59. maddesinin uygulanması, oluÅŸa hak ve adalete daha uygun olacağına oybirliÄŸiyle karar verilmiÅŸtir (CGK 21.03.1998 tarih ve 1-58/120, 1.2.1998 tarih ve 1-504/6, 28.12.1987 tarih 1-530/702).
GörüldüÄŸü üzere sanığın soruÅŸturma veya kovuÅŸturma aÅŸamasında ikrarı ile suçu ortaya çıkarması veya suçun kendisi aleyhine vasıflandırılmasına katkıda bulunması ya da temel cezanın üst sınırına yakın belirlenmesine sebebiyet verecek ÅŸekilde ikrarı takdiri indirim nedeni olarak kabul edilerek, aynı suçu iÅŸleyen ve ikrarı bulunmayan diÄŸer sanıklarla aradaki fark ortaya konulmak suretiyle hak ve adalete uygun kararlar verilmiÅŸtir.
Terör ile mücadele araçlarından biriside etkin piÅŸmanlık kurumudur. "Topluma kazandırma Kanunu" ismi altında geçici süre için yürürlüÄŸe konulan düzenlemelerin gerekçesinde; etkin piÅŸmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diÄŸer taraftan da suç iÅŸlemeyi önlemek, mensup olduÄŸu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun iÅŸlenmesine engel olanları ve iÅŸlediÄŸi suçtan piÅŸmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.” Åžeklinde ifade edilmiÅŸtir. Uygulamada aynı doÄŸrultuda kararlar verilmiÅŸtir. Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında; “Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diÄŸer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleÅŸtirilip ortadan kaldırılmaları, geçmiÅŸte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte iÅŸleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarih, 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüÄŸe konulmuÅŸtur. Bu Kanunun 2 yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun çıkarılmış, Kanunun 1. maddesi süreli, diÄŸer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüÄŸe girmiÅŸtir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450, 4537 sayılı Kanunlarla uzatılmış ve beklenen amaca ulaÅŸmaması nedeniyle bu kez 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunun 06.08.2003 tarihinde yürürlüÄŸe konulmuÅŸtur.” ifadesini bulmuÅŸtur.
Yargısal uygulamalar ve doktrindeki görüÅŸler dikkate alındığında “etkin piÅŸmanlık” düzenlemesi yapan yasaların, bir af yasası olmayıp terör örgütü mensubu olan sanıkların topluma kazandırılabilmesinin yanında esasen terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, örgütün etkisizleÅŸtirilip ortadan kaldırılması ve iÅŸlenen suçların aydınlatılabilmesi amacına yönelik düzenlemeler olduÄŸu görülmektedir.
Bu suçlardan yargılanan sanıkların etkin piÅŸmanlık düzeyine varmayan ikrarları veya yasal nedenlerle etkin piÅŸmanlık hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmaması halinde, duruÅŸmalarda olumsuz bir hali tutanaklara yansımayan sanıklar hakkında takdiri indirim uygulanmak suretiyle piÅŸmanlık duyan sanıklarla, duymayanlar arasında fark yaratılması hakkaniyete ve adalete uygun görülmüÅŸtür.
Somut olayda sanığın silahlı terör örgütüne 2014 yılında katılarak kamplarda ideolojik ve silah eÄŸitimi aldıktan sonra örgütün daÄŸ kadrosunda faaliyette bulunduÄŸu, daha sonra örgütün görevlendirmesi üzerine 14.03.2016 tarihinde Nusaybin’de sokaÄŸa çıkma yasağı ilan edilmeden 3 gün önce ilçeye gelerek burada Fırat mahallesinde sorumlu düzeyde silahlı faaliyet yürüttüÄŸü, 20.05.2016 tarihinde etkin piÅŸmanlık yasasından yararlanmak istediÄŸini belirterek güvenlik güçlerine teslim olduÄŸu, teslim olmadan yaklaşık 15 gün önce Fırat mahallesinde Kordon sokak üzerinde bulunan tanka roket attığını beyan ederek ikrarda bulunduÄŸu anlaşılmıştır. Bu ikrar hukuka uygun bir delil olduÄŸundan hükme esas alınmıştır. Ancak, sanığa atılı suçun TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin birliÄŸini ve ülke bütünlüÄŸü bozma suçu olması nedeniyle, yasal olanak bulunmadığından hakkında TCK 221 kapsamında etkin piÅŸmanlık hükümleri uygulanamayacaktır. “Sanığın kastının yoÄŸunluÄŸu ve verilen cezanın sanığın geleceÄŸi üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak” ÅŸeklindeki gerekçeyle takdiri indirim nedeninin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiÅŸtir.
Yargıtayın bir görevi de yasaların ülke genelinde eÅŸit ÅŸekilde uygulanmasını saÄŸlamaktır. Yukarıda açıklandığı üzere temel cezanın isabetli olarak belirlenmesi cezalar ÅŸahsileÅŸtirilirken takdiri indirim nedeninin uygulanıp uygulanmayacağına iliÅŸkin gerekçe temyiz denetimine tabiidir.
Katılmış olduÄŸu silahlı terör örgütünden etkin piÅŸmanlık göstererek ayrılıp güvenlik güçlerine teslim olan ve atılı suçların sübutuna dair açık ikrarı ile suçun ortaya çıkmasına yardımcı olan, sabıkası bulunmayan sanığın, duruÅŸma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışının da tespit edilememesi nazara alındığında, hakkında belirlenen cezalardan, Dairemizce de benimsenen istikrar kazanan yargısal kararlar doÄŸrultusunda, ceza adaleti ve hakkaniyetin gereÄŸi olarak TCK’nın 62. maddesi gereÄŸince indirim yapılması gerekirken dosya kapsamıyla uyumlu olmayan, yasal ve yerinde bulunmayan gerekçe ile yazılı ÅŸekilde uygulama yapılması,
d)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüÄŸe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiÅŸ olması nedeniyle bu karar doÄŸrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruÅŸmalı inceleme sırasında ileri sürdüÄŸü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüÅŸ olduÄŸundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan ceza tayini halinde CMK"nın 283/1 ve 307/4. maddeleri uyarınca cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, sanığın tutuklulukta geçirdiÄŸi süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek sanık müdafiinin tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüÄŸe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle deÄŸiÅŸik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın... 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneÄŸinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİİNE, 11.04.2019 tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi.






TEFHİM ŞERHİ:
11.04.2019 tarihinde verilen iÅŸ bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı Osman Parlak"ın huzurunda, duruÅŸmada sanık ...’ın savunmasını yapmış bulunan Av. ...’ın yokluÄŸunda, 17.04.2019 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.






 

 

 

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.