Cumhurbaşkanına hakaret - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11164 Esas 2020/2033 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11164
Karar No: 2020/2033
Karar Tarihi: 13.03.2020

Cumhurbaşkanına hakaret - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11164 Esas 2020/2033 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/11164 E.  ,  2020/2033 K.

  •  


"İçtihat Metni"

I- TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının 12.11.2019 tarih ve 2019/108204 sayılı yazısı ile; CumhurbaÅŸkanına hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama neticesinde, sanığın beraatine dair Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2017 tarihli ve 2016/513 esas, 2017/212 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 12/09/2015 tarihinde, DİSK Bölge TemsilciliÄŸi, KESK Åžubeler Platformu, BirleÅŸik Devrim Partisi ve Halkevleri Devrimci 78"liler Federasyonu organizesinde yapılan "12 Eylül"ün 35. Yılında 12 Eylül AKP Eliyle Devam Ediyor" konulu yürüyüÅŸ ve basın açıklaması esnasında, sanığın "katil, hırsız ErdoÄŸan" ÅŸeklinde sloganlar atması ÅŸeklinde gerçekleÅŸen ve sanık tarafından soruÅŸturma ve kovuÅŸturma aÅŸamasında ikrar edilen eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun"un 299. maddesi uyarınca CumhurbaÅŸkanına hakaret suçunu oluÅŸturduÄŸu gözetilmeden, anılan suçtan sanığın mahkûmiyeti yerine, yazılı ÅŸekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiÅŸtir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel MüdürlüÄŸü ifadeli 01/11/2019 gün ve 94660652-105-06-15804-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiÅŸtir.
II-OLAY;
12.09.2015 tarihinde DİSK Bölge temsilciliÄŸi, KESK Åžubeler Platformu, BirleÅŸik Devrim Partisi, Halkevleri Devrimci 78 "liler Fedarasyonu organizesinde "12 Eylül"ün 35. Yılında 12 Eylül AKP Eliyle Devam Ediyor" adı ile Ak parti il binası önüne yürüyüÅŸ ve akabinde basın açıklaması yapılması sureti ile kolluk müdahalesi olmadan dağıldıkları anlaşılan grupça gerçekleÅŸtirilen eyleme yönelik olarak 2911 sayılı kanuna muhalefetten düzenlenen fezleke kapsamında yapılan soruÅŸturma neticesinde ifade özgürlüÄŸü ve barışçıl toplanma hakkı kapsamında kaldığı deÄŸerlendirilerek Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının 11.11.2015 tarihli 2015/8190 sayılı kararı ile kovuÅŸturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiÄŸi; ancak eylemde görüntü kayıtlarından basın açıklamasının yapılması akabinde sanığında içerisinde yer aldığı bir grupça "katil, hırsız ErdoÄŸan" ÅŸeklinde slogan atıldığının tespiti üzerine Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının 16.03.2016 tarih 2014/5380 soruÅŸturma, 2016/364 karar sayılı tefrik kararına müteakip 2016/4600 sayılı soruÅŸturma dosyası üzerinden yürütülen 04.05.2016 tarihinde de kovuÅŸturma izni alınan soruÅŸturmada alınan ifadesinde; yapılan toplantıya katılmış olabileceÄŸini, hatırlamadığını, gösterilen fotoÄŸrafların kendisi olduÄŸunu, "katil hırsız ErdoÄŸan" ÅŸeklinde slogan attığını, bunu demokratik bir tepki olarak yaptığını, amacının hakaret olmadığını özetle beyan ettiÄŸi anlaşılan sanığın, "Katil, Hırsız ErdoÄŸan" ÅŸeklinde attığı slogan nedeni ile 5237 sayılı TCK"nın 299/1,53/1 maddelerinden cezalandırılması istenilmiÅŸtir.
MüÅŸteki vekilince ÅŸikayetten vazgeçildiÄŸi, sanık müdafiince sunulan dilekçede özetle eylemin ifade hürriyeti kapsamında kaldığını, atılan sloganın toplumun geniÅŸ bir kesimince kabul gören rahatsızlıkları dile getirdiÄŸini, iktidara yaranmak amaçlı saikler nedeni ile iÅŸlem yapıldığını, hırsız kelimesinin bilenen soruÅŸturma dosyalarının üzerlerinin örtülmesi nedeni ile eleÅŸtiri, katil kelimesinin ise gezi parkı eylemlerinde olan olaylar ve bu kapsamda yapılan açıklamalar nedeni ile söylenen CumhurbaÅŸkanının hukuki ve siyasi sorumluluÄŸuna yönelik sözler olması nedeni ile suçun manevi unsurun oluÅŸmadığını ve siyasetçilerin ağır eleÅŸtirilere tahammül etmeleri gerektiÄŸi yönde verilen AHİM ve iç hukukta verilen kararlar ile Avrupa Konseyi tarafından yayınlanan ifade özgürlüÄŸünü kısıtlayan yargı tacizinden bahsedilen memoranduma da iÅŸaret edilmek sureti ile yargının bağımsızlığa vurgu yapılarak atılı suçun unsurlarının oluÅŸmadığının beyan edildiÄŸi, müdafii huzurunda yaptığı savunmasında politik eleÅŸtiri olarak anayasal hakkını kullanarak katıldığı toplantıda eleÅŸtiri olarak söylediÄŸini ve suç iÅŸleme kastının olmadığını beyan eden, adli sicil kaydında kesinleÅŸmiÅŸ hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın bulunduÄŸu anlaşılan sanık hakkında, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/513 esasa kayden yapılan kovuÅŸturma sonunda 06.03.2017 tarihinde tefhim olunan hükümle özetle, "Her ne kadar sanık hakkında CumhurbaÅŸkanına hakaret suçundan kamu davası açılmış ise de sanığın katılmış olduÄŸu gösteri yürüyüÅŸü sırasında yürüyüÅŸe katılanların protesto eylemi aÅŸamasında "katil, hırsız, ErdoÄŸan" ÅŸeklindeki protestosu üzerine diÄŸer gösteriye katılanlarla birlikte söylediÄŸinin sabit olduÄŸu ve bu hususu kendisinin kabul ettiÄŸi ancak suç iÅŸleme kastı bulunmadığını beyan ettiÄŸi, bu ÅŸekilde gerçekleÅŸen eylemde sanığın hakaret kastı ile hareket ettiÄŸine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yetecek derecede ÅŸüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediÄŸinden sübut bulmayan atılı suçtan sanığın CMK.nun 223 maddesi gereÄŸince beraatine," karar verildiÄŸi görülmüÅŸtür.
Mahkemenin 2016/513 esas 2017/212 karar sayılı 06.03.2017 tarihli kararının gerekçesinde özetle;".. sanık hakkında mahkememizde müsnet suçtan açılan kamu davasının yargılanması aÅŸamasında, sayın CumhurbaÅŸkanı ... vekilince UYAP ortamından mahkememize sunulan dilekçeleri ile sanık hakkındaki ÅŸikayetinden milletimizin asgari müÅŸtereklerle buluÅŸup birlik ve beraberliÄŸin saÄŸlanıp, siyasi hayatının kalıcı olarak tesis edilip iÅŸ bu davadan vazgeçtiklerini beyan ettikleri, sanığın olay tarihinde Disk bölge temsilciliÄŸi Kesk platformu ve halk evleri Devrimci 78"ler federasyonuyla oluÅŸan toplantı ve gösteri yürüyüÅŸü aÅŸamasında gösteriye katılanların topluca katil, hırsız ErdoÄŸan ÅŸeklinde slogan atıp sanığında bu sloganlara katılarak sayın CumhurbaÅŸkanı hakkında katil ve hırsız ErdoÄŸan ÅŸeklinde hakaret içeren sözleri sarfettiÄŸi, ancak bu sözleri aksi ispatlanamayan savunmasına göre politik eleÅŸtiri kapsamında toplulukla birlikte sarfettiÄŸini beyan ettiÄŸi, sayın CumhurbaÅŸkanına yönelik hakaret amaçlı özel kasıtla söylediÄŸine dair delil elde edilemediÄŸi, AİHM kararlarında belirtildiÄŸi üzere siyasetçiye yönelik eleÅŸtirilerin kiÅŸiye yönelik eleÅŸtiri sınırlarından daha geniÅŸ kapsamda deÄŸerlendirilmesi yönündeki emsal kararlarda dikkate alınarak sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerektiÄŸi kanaatine varılmış..." belirtilmiÅŸtir.
Gerekçeli kararın 20.03.2017; gerekçeli karar ile müddeti muhafaza talebinin de 29.03.2017 tarihinde müÅŸteki vekiline tebliÄŸ edildiÄŸi görülmüÅŸtür.
Fiziken 14.03.2017 tarihinde savcılık görüldüsünün yapıldığı görülen kararın 21.03.2017 tarihinde Cumhuriyet savcısınca mahkeme baÅŸkanınca havale edilen dilekçe ile istinaf edildiÄŸi; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2017/185 esas ve 2017/142 karar sayılı ilamı ile gerekçeli kararın 11.03.2017 tarihinde elektronik imza ile imzalanarak UYAP ekranından, 14.03.2017 tarihinde ise fiziki olarak dosyanın kanun yoluna baÅŸvurma hakkına sahip Ankara Cumhuriyet savcısına gönderildiÄŸi ve aynı tarihte görüldüsünün yapıldığı, Cumhuriyet savcısı tarafından 21.03.2017 tarihli hakim havalesi içeren fiziki dilekçe ile ayrıca 22.03.2017 tarihinde Uyaptan yapılan istinaf baÅŸvurusunun CMK"nin 273/1-3. maddesinde öngörülen, kararın Ankara Cumhuriyet baÅŸsavcılığına geliÅŸ tarihinden itibaren yedi günlük kanuni süresinden sonraya iliÅŸkin olması nedeni ile CMK"nin 279/1-b maddesi uyarınca istinaf baÅŸvurusunun reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiÄŸi ve itiraz edilmediÄŸinden 09.06.2017 tarihinde kararın kesinleÅŸtiÄŸi görülmüÅŸtür.
28.09.2019 tarihinde ÅŸikayetten vazgeçen müÅŸteki vekilince kesinleÅŸen kararın kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel MüdürlüÄŸüne baÅŸvuruda bulunulması akabinde 15.10.2019 tarihli Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının beraat kararları aleyhine eksik inceleme veya delillerin deÄŸerlendirilmesinde veya mahkemenin takdirinde yanılgıya düÅŸüldüÄŸünden bahisle aleyhe sonuç doÄŸurmayacak ve yeniden yargılamayı gerektirmeyen kanun yararına bozmaya konu teÅŸkil etmeyecek nedenle kanun yararına bozma yoluna gidilmemesi hususunda görüÅŸünün teminine müteakip, Adalet Bakanlığının kesinleÅŸen kararının kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığından istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiÄŸi anlaşılmıştır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Yapılan yargılama sonunda CMK 223 maddesi gereÄŸince beraatine karar verilen sanığa atılı eylemin CumhurbaÅŸkanına hakaret suçunu oluÅŸturup oluÅŸturmadığına yönelik uyuÅŸmazlık bulunmaktadır.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Yasal düzenlemeler ÅŸöyledir;
5237 sayılı TCK"nun ;
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299- (1) CumhurbaÅŸkanına hakaret eden kiÅŸi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (DeÄŸiÅŸik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen iÅŸlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuÅŸturma yapılması, Adalet Bakanının iznine baÄŸlıdır
Kanun yararına bozma, kesinleÅŸen hükümde verildiÄŸi zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka iliÅŸkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduÄŸundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
T.C. Anayasasına göre, CumhurbaÅŸkanı devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliÄŸini temsil eder. Bu nedenledir ki CumhurbaÅŸkanına hakaret suçu, kiÅŸilere ve ÅŸerefe karşı suçlar içerisinde deÄŸil Devlete karşı iÅŸlenmiÅŸ suçlar bölümünde düzenlenerek Devleti temsil eden CumhurbaÅŸkanlığı makamının saygınlığının korunması amaçlanmıştır. Devlete karşı iÅŸlenen suçlardan bir kısmının gerçek maÄŸdurunun makamı temsil eden gerçek kiÅŸi olmakla birlikte, Devlete iliÅŸkin hukuki yararın korunması, kiÅŸiye nazaran daha üstün tutulmuÅŸtur.
Suç doÄŸrudan doÄŸruya CumhurbaÅŸkanı olan kiÅŸiye karşı iÅŸlenmekte ise de, suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki deÄŸer Devletin siyasal iktidar yapısıdır. (Özek, Çetin, Siyasi İktidar Düzeni ve Fonksiyonları Aleyhine Cürümler, İst 1967 s. 10)
Ceza himayesinin konusu Devlet kuvvetlerinin korunmasıdır. (Faruk Erem, Türkiye Barolar BirliÄŸi Dergisi 1991/1, Manzini V trattato di diritto penale İtaliano, IV (Torino,1926 s. 198)
Suçun faili herkes olabilir. CumhurbaÅŸkanlığı sıfatı seçimle deÄŸil ant içmekle baÅŸlar. Suçun görevin devamı sırasında iÅŸlenmesi gerekli olduÄŸu gibi görevden kaynaklanması ÅŸart deÄŸildir. (CGK 02.04.1990 tarih 84/106 sy karar)
Hakaret, bir kiÅŸiye onur, ÅŸeref ve saygınlığını rencide edebilecek ÅŸekilde bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle onur, ÅŸeref ve saygınlığa saldırmasıdır. Eylemin yüze karşı ya da yoklukta iÅŸlenmesi arasında fark yoktur. Gıyapta hakarette ihtilat öÄŸesi aranmamaktadır.
Serbest hareketli suç olup, sözler, imalı ÅŸarkılar, yazı, çizim, resim, nefreti gösteren hareketler ve bunun gibi davranışlarla iÅŸlenebilir.
Manevi unsur genel kasttır. MaÄŸdurun sıfatı bilinerek hareket edilmelidir. Saikin siyasi olması ÅŸart deÄŸildir. CumhurbaÅŸkanlığı sıfat veya vazifesiyle alakalı saike de lüzum yoktur. (Erem. age)
Bir eylemin hukuk düzeni tarafından cezalandırılması ancak onu hukuka uygun kılan diÄŸer bir anlatımla hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir nedenin bulunmamasına baÄŸlıdır. İfade hürriyeti, basın özgürlüÄŸü, haber verme ve eleÅŸtiri hakkı gibi bir hakkın kullanmasına iliÅŸkin hukuka uygunluk nedenleri mevcut ise hukuk düzeni tarafından kiÅŸi cezalandırılmayacaktır. Ancak, eleÅŸtiri hak ve görevi kötüye kullanılmamalı, ifade veya yazıda küçültücü, incitici, abartılı sözlerden kaçınılmalıdır. Sayılan öÄŸelerden birinin olması halinde haber verme ve eleÅŸtiri hakkından söz edilmeyecek eylem hukuka aykırı olacaktır.
Hakaret suçları ifade özgürlüÄŸünü sınırlayan hallerden bir tanesidir. DoÄŸal haklardan kabul edilen ifade hürriyeti, çoÄŸulcu demokrasilerde vazgeçilmez ve devredilmez bir niteliÄŸe sahiptir. İfade hürriyeti insanın özgürce fikirler edinebilme, edindiÄŸi fikir ve kanaatlerinden dolayı kınanmama, bunları meÅŸru yöntemlerle dışa vurabilme imkan ve özgürlüÄŸüdür. Temel hak ve özgürlüklerden olan bu hak birçok Uluslararası belgeye, Anayasa ve yasalara konu olmuÅŸtur. Bu cümleden olarak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. maddesinde, Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesinin 10/1.maddesinde, T.C. Anayasasının 25 ve 26. maddelerinde birbirlerine benzer ÅŸekilde; "Herkes görüÅŸlerini açıklama ve anlatım özgürlüÄŸüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüÄŸü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüÄŸünü de içerir." biçiminde teminat altına alınmıştır.
Demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel ÅŸartlardan birini teÅŸkil eden ifade hürriyeti sadece kabul gören veya zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için deÄŸil aynı zamanda kırıcı, ÅŸok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. Bunlar demokratik bir toplumun olmazsa olmaz tolerans ve hoÅŸgörüsünün gerekleridir. (Tezcan, Erdem Sancaktar, Türkiye"nin İnsan Hakları sorunu 2. baskı sy 462)
Ancak mutlak haklardan olmayan ifade hürriyetinin sonsuz ve sınırsız olmadığı, kısıtlı da olsa belli ÅŸartlarda sınırlandırılabileceÄŸi de aynı metinlerde yer bulmuÅŸtur. İnsan Hakları Avrupa SözleÅŸmesinin 10/2 maddesine göre; görev ve sorumluluklar da yükleyen bu hakkın kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda baÅŸkalarının ÅŸöhret ve haklarının korunması için gerekli olan bazı formaliteler, koÅŸullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir. Anayasanın 26/2. maddesine göre de: "Bu hürriyetlerin kullanılması... baÅŸkalarının ÅŸöhret veya haklarının... korunması amaçlarıyla sınırlanabilir."
İfade özgürlüÄŸünün sınırlandırılmasına iliÅŸkin düzenlemelerin dar yorumlanması, sınırlandırma için önemli bir toplumsal ihtiyaç veya zorunluluÄŸun bulunması, bu sınırlandırmanın meÅŸru bir amacı gerçekleÅŸtirmek için yapılması, sınırlandırmada aşırıya gidilmemesi ve her halükarda hakkın özünü zedelemeyecek ölçüde yapılması gerekmektedir.
İftira, küfür, onur, ÅŸeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaÅŸ kışkırtıcılığı, hukuk düzeni cebir yoluyla deÄŸiÅŸtirmeye yönelen nefret, ayrımcılık, düÅŸmanlık ve ÅŸiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düÅŸünce özgürlüÄŸü baÄŸlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle ceza yaptırımlarına baÄŸlanmaktadır.
Bu doÄŸrultuda CumhurbaÅŸkanına Hakaret suçları TCK 299. maddede yaptırıma baÄŸlanmıştır. Suçun koruduÄŸu hukuki yarar yukarıda da izah edildiÄŸi üzere CumhurbaÅŸkanının ÅŸeref ve saygınlığıdır. Bu suçun oluÅŸumu için "Onun sosyal deÄŸeri konusunda kendisinin veya toplumun düÅŸünce veya duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin ÅŸeref ve itibari ihlal edici olduÄŸu, toplumda hakim olan ortalama düÅŸünüÅŸ ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunun tayininde ölçü bireyin özel duyarlılığı deÄŸildir. Bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez" (Erman, hakaret ve sövme suçları sy 80 vd)
Demokratik toplumlarda siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuÅŸ kiÅŸiler, diÄŸer insanlara nazaran ağır eleÅŸtirilere daha fazla katlanmalıdırlar. Ancak hakarete hiçbir kimse katlanmak zorunda deÄŸildir. İfade hürriyeti bakımından eleÅŸtiri ve hakaret ayrı ayrı deÄŸerlendirilmesi gereken kavramlardır. Kaba sövme hiçbir koÅŸulda eleÅŸtiri olarak kabul edilemez. Türk toplumunun önemli bir kesiminin kendilerini siyasi liderleriyle özdeÅŸleÅŸtirdiÄŸi, liderlerine yapılan ve kamuya yansıyan hakaretleri kendilerine yapılmış gibi algılayarak aşırı reaksiyon gösterdikleri, bu hakaretlerin toplumdaki kutuplaÅŸmayı artırdığı, hakaret ve sövme fiillerinin, adi olaylarda dahi birçok öldürme ve nitelikli yaralamalara sebebiyet verdiÄŸi gözetildiÄŸinde, bu fiillerin orantılı bir yaptırıma baÄŸlanmasının toplumsal barışın ve kamu düzeninin korunması bakımından da demokratik toplumda zorlayıcı bir ihtiyacın karşılanması kapsamında deÄŸerlendirilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında basın açıklaması sonrasında "Katil, Hırsız ErdoÄŸan" ÅŸeklinde grupla birlikte slogan attığı anlaşılan sanığın eyleminin bireyin kendini gerçekleÅŸtirmesine ya da toplumun geliÅŸmesine katkı sunması beklenen bir deÄŸer içermemesi, söylendiÄŸi yer ortam ve zaman itibariyle toplumsal barışı ve kamu düzenini bozma riski barındırması ve özellikle eleÅŸtiri sınırlarını aÅŸarak açıkça CumhurbaÅŸkanının ÅŸeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde olması nedeniyle ifade hürriyeti kapsamında deÄŸerlendirilemeyeceÄŸinden sübut bulan müsnet suçtan orantılı bir ceza ile cezalandırılması gerekirken beraatine karar verilmesinde isabet görülmemekle, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiÅŸtir.
V-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriÄŸi yerinde görüldüÄŸünden Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2017 tarihli ve 2016/513 esas, 2017/212 karar sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-c maddesi uyarınca sanığın yeniden yargılanmamak ve aleyhine sonuç doÄŸurmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, diÄŸer iÅŸlemlerin yapılabilmesi için dosyasının mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2020 tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi.














 

 

 

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.