23. Hukuk Dairesi 2016/8483 E. , 2019/5285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturaların ödenmemesi sonucu davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından verilmesi gereken hizmetlerin verilmemesi ve raporların tam ve zamanında sunulmaması nedeniyle tıbbi cihazların mahal listesinin hazırlanmasının geciktiğini savunarak davanın reddini ve %40 oranında kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19.11.2012 tarih ve 4057 E., 17097 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmede, davalı yönünden işin gereğine göre rahat davranabilmesi için raporu belli bir tarihte ya da tarih aralığında sunulması gerektiğine dair her hangi bir hüküm bulunmamasına rağmen, davacının sunduğu belgelere göre sadece 13.02.2007 tarihli raporu davalıya sunduğu, buna istinaden her iki tarafça altı imzalanıp kaşelenerek onaylanmış olduğu, ancak diğer raporların sunulmadığı, davacı tarafça sundum denilen raporların davalıya sunulduğunu ispatlayamadığı gibi davalının onayını gösteren her hangi bir şerhini de sunamadığı oysa sözleşmede raporun davalının onayından geçirilmesine yönelik hüküm bulunduğu, yine 20.08.2010 tarihli raporun dahi takip ve davadan sonra olduğu bu hali ile dahi davacıya sunulmadığı, raporun gününde yazılmış olması halinde geleceğe dair bir tarih atılamayacağı bu nedenle de sehven yazıldığı savunmalarına da itibar edilemeyeceği, edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle alacağa hak kazanmadığını bildiği halde takip yapan davacının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra davalı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında sözleşme olduğu sabittir. Davacının alacağını ispat edememesi kötü niyetli olduğunun ispatı için yeterli olmayıp kötü niyetli olduğuna dair dosyada bir belge bulunmadığından mahkemece davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde temyiz edene iadesine,kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi