23. Hukuk Dairesi 2019/1275 E. , 2020/2625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı asıl davada, idareye bağlı Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından yapılan hizmet alım ihalesi kapsamında davalı şirket temizlik elemanı olarak çalışan dava dışı İhsan Budakçı"nın iş akdinin feshi nedeniyle idareye karşı açmış olduğu yıllık izin ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları talepli dava sonucunda başlatılan icra takibi üzerine 7.132,17 TL"nin icra dosyasına yatırıldığını, ödenen miktardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek 7.132,17 TL"nin 21.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada ise dava dışı İhsan Budakçı"ya yapılan 946,38 TL ödemenin 20.12.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı vekili, Yargıtay kararlarına göre işçinin çalışmasına ilişkin alacak haklarından her şirketin kendi çalışma döneminden sorumlu olacağını, işçinin bütün çalışma dönemini kapsayan ödemenin tamamının müvekkiline rücu edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.005,90 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 13.HD"nin 01.11.2017 tarih 2015/20573 Esas, 2017/10559 Karar nolu ilamı ile mahkemece asıl ve birleştirilen dava yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle resen bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada davalının kıdem tazminatından ve yıllık izin ücreti alacağından işçiyi çalıştırdığı dönemle, ihbar tazminatının ise tamamından sorumlu olduğunun kabulü ile ve İş Mahkemesi yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra takibine kadar işleyen faizden işçiyi çalıştırdığı süreyle oransal sorumluluğu kabul edilerek davacının talebinin 1.858,01 TL alacak yönünden kabulüne, birleşen davada davacının icra takibinden sonra oluşan giderlerden dolayı ödediği parayı talep konusu ettiği gerekçesiyle birleşen davanın tamamının reddine karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden verilen kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat talebine ilişkindir. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Mahkemece sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinin tamamından son yüklenici davalının sorumlu olacağı gözetilerek ve icra masraf ile vekalet ücretinden de sorumlu olduğu kısmın hesaplanarak karar verilmesi gerekirken eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.