23. Hukuk Dairesi 2016/7369 E. , 2020/843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekili ile şikayet olunan SGK vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Şikayetçi vekili, dava dışı borçludan olan alacaklarının tahsili amacıyla taşınmazları üzerine haciz işlemi uygulandığını, taşınmazların satılarak paraya çevrildiğini, alacaklarının imtiyazlı olduğunu öne sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; sıra cetvelinde ilk 2 sırada bulunan alacakların kamu alacağı olduğundan bahisle garame işlemi yapılarak sıra cetveli düzenlenmesi gerektiğinden bahisle şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı şikayetçi vekili ve şikayet olunan SGK vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,şikayetçi vekilinin tüm, şikayet olunan SGK vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) İİK"nın 18/3. maddesinde "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdır.
Bu durumda, mahkemece, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK"nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, şikayet olunana şikayet dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanması; İİK"nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması gerekirken, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yargılama yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
3) 6183 Sayılı Kanun"un 21/1. maddesinde üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak yine aynı kanun uyarınca kamu alacakları arasında garameten paylaştırma yapılması mümkün olmadığından bu husus bozmayı gerektirmiştir.
4) Dosya kapsamından şikayetçinin sıra cetvelinde yer alan bütün alacağını aldığı ve öte yandan şikayet olunanın da haciz tarihinin şikayetçinin haciz tarihinden önce olduğu görüldüğünden bu hususlar da göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin tüm, şikayet olunan SGK vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2,3 ve 4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.