23. Ceza Dairesi 2015/1802 E. , 2015/197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde ; sanık ve babasının ..Gıda Yapı İnş. Ltd. Şti."nin sahibi olduğu, üstlenmiş oldukları bir inşaat işinde, katılan ve arkadaşları ile taşeron olarak sözleşme imzaladıkları, iş bittikten sonra taşeron firma ile ödemeler konusunda sonradan problem yaşandığı; sanığın, şirket müdürü babası olduğu halde 36.000 TL ve 3000 TL tutarında şirkete ait iki adet çeki imzalayarak katılana verdiği, sanığın babasının ise çeklerinin çalındığı gerekçesi ile suç duyurusunda bulunmak suretiyle icra takibinde imzaya itiraz edip takibi iptal ettirdiği, katılanın çeklerin karşılığının alınamadığını söylediği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda,
1-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi karşısında, suça konu çekin katılana önceden doğan bir borç nedeni ile sonradan düzenlenerek verildiği göz önünde bulundurulduğunda nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik incelemede,
Bilirkişi raporuna göre; suça konu çeklerin ön yüzündeki yazı ve keşideci imzasının sanığa ait olması,soruşturma aşamasında kabul edilmemiş ise de mahkemedeki beyanında çekin sanık tarafından imzalanmak suret ile katılana verildiğinin ikrar edilmesi, sanığın savcılık ifadesi ve mahkeme sorgusunda, sanığın babasının 16/09/2009 tarihli dilekçesinde; sanığın şirketi temsil yetkisinin olmadığının belirtilmesi, sanığın babasının aynı dilekçe de çek verme olayından sonradan haberdar olduğunu söylemesi, talimat ile alınan beyanında ise haberdar olduğunu ve oğlunu yetkili kıldığına dair vekaletname olduğunu belirtmesi, ancak vekaletname içeriğinde çek keşide etme yetkisini gösterir ibareye rastlanılmaması, katılanın çek düzenlenmesi sırasında, sanığın babasının da sanığın yanında olduğunu belirtmiş olması karşısında; söz konusu çelişkilerin giderilmesi, olay esnasında orada olduğu tespit edilebilen tanıklara sanığın babasının çek düzenlenme esnasında olup olmadığının sorulması ve sanığın babasının çek keşide etme konusunda rızasının var olup olmadığının değerlendirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.