20. Ceza Dairesi 2017/1469 E. , 2019/7139 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : MANİSA 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
05/07/2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 100. maddesiyle CMK"nın 324/4. maddesine eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun"un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderleri 10.60 TL olarak hesaplanmış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabileceği hususunun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunelerinin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-) Hükmün müsadereye ilişkin bölümündeki "uyuşturucu maddenin" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunelerinin" ibaresinin eklenmesi,
2-) TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması,
Suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.