20. Ceza Dairesi 2018/1509 E. , 2019/5703 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05/10/2016 - 2016/182 (E) ve 2016/226 (K) sayılı mahkumiyet hükmü
2-Esastan red
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK"nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alınarak, CMK"nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Suç tarihindeki CMK"nın 139. maddesi uyarınca, gizli soruşturmacı örgütle ilgili her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamak için görevlendirilir. Oysa mevcut olayda örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu madde ticareti yapma suçu bulunmamaktadır ve suç tarihinde CMK"nın 139/4. maddesine göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilmesi mümkün değildir. 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6763 sayılı Kanun"un 27. maddesiyle yapılan değişiklikle örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu madde ticareti yapma suçu CMK"nın 139. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almıştır. Dosya içinde sanık yönünden verilmiş CMK"nın 140. maddesine uygun olarak teknik araçlarla izlemeye ilişkin bir karar da bulunmamaktadır. Buna rağmen teknik araçlarla izleme, görüntü ve ses kaydı alma işlemi yapıldığı anlaşılmış olup, mahkemece olayların sübutu gizli soruşturmacının faaliyetleri ile teknik izlemeye dayandırılmıştır.
CMK’nın 217. maddesine göre; yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Hukuka uygun olmayan delillere dayanılarak sübuta gidilmesi mümkün değildir.
Mevcut olayda, gizli soruşturmacılar tarafından düzenlenen raporu ve atılı suçu sanıkların kabul etmemesi karşısında, gizli soruşturmacının aynı zamanda kolluk görevlisi olması halinde görevlinin “suçu ve failini belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusundaki genel görevi kapsamında, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmese de, uyuşturucu ticareti yapma suçu ile ilgili olarak delil toplayabileceği, gizli soruşturmacıların kolluk görevlisi olup olmadıklarının tespiti ile kolluk görevlisi iseler tanık olarak dinlenmeleri ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 30/11/2016 - 2016/139 esas ve 2016/135 karar hükmünün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kanser tedavisi gördüğü temyiz aşamasında dosyaya ulaşan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nun 18/09/2019 tarihli 15893 sayılı raporu ile anlaşılan sanığın sağlık sorunları nazara alınarak delillerin toplanmış olması, tutuklulukta geçen süre ve kaçacağına dair somut olgu da bulunmamasına nazaran 5271 sayılı CMK’nın 109/3-a maddesi gereğince ‘yurtdışına çıkmamak’ adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise salıverilmesi için yetkili C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi"ne gönderilmesine, 24.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.