19. Hukuk Dairesi 2018/812 E. , 2019/5629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen davanın kabulüne yönelik 2016/168 esas ve 2017/359 karar ve 19/09/2017 tarihli hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacılar tarafından davalıya verilen toplam 365.000,00 TL bedelli bonolara ilişkin olarak 11/04/2014 tarihli sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmeye göre davalıya 60 adet koyun teslim edildiği ve davacıların babası adına kayıtlı iki dükkanın davalıya devredilerek borcun sona erdiğini, bonoların teslim edildiğini, ancak borç sona ermesine rağmen davalının 160.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak davacılar hakkında icra takibi başlattığını, bu icra takibi ile davalının bononun renkli fotokopisinin teslim etmiş olduğunun anlaşıldığını, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalının bedelsiz kalan bonoyu icra takibine konu ettiğini belirterek davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile % 20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların iddialarına dayanak gösterilen 11/04/2014 tarihli sözleşmenin davalı ile davacı ... arasında imzalanmış olduğunu, diğer davacının sözleşmede taraf olmadığını, sözleşme gereği taşınmazların belirtilen sürede devredilmediğini, bu nedenle sözleşmenin hükümsüz hale geldiğini, davacıların dava dilekçesiyle davalıya 365.000,00 TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, söz konusu borcun ödendiğine veya davalının kendilerini ibra ettiğine ilişkin bir delili bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında akdedilen 11.04.2014 tarihli sözleşme uyarınca davacıların edimlerini yerine getirerek borcun sona erdiği, davalının sözleşmenin feshedildiğine ve yeni bir sözleşme yapıldığına ilişkin iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, buna ilişkin delil ibraz edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, taraflar arasında akdedilen 11.04.2014 tarihli sözleşme uyarınca davacıların edimlerini yerine getirerek borcun sona erdiği, davalı tarafından takibe konu edilen bonoda "malen" kaydı bulunmasına göre davalının senedin düzenleniş sebebini talil ettiği, davalının 11/04/2014 tarihli yazılı sözleşmeye karşı iddialarını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, ancak bu iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, davacıların takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıkları gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesince verilen hükümde her ne kadar davacının istinaf isteminin reddine şeklinde karar verilmiş ise de, bu husus maddi hata niteliğinde olup, hükmün 1.bendindeki “davacının” sözcüğünün “davalının” olarak mahkemesince mahallinde düzeltilmesi mümkün olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamış olup, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.