19. Hukuk Dairesi 2018/1593 E. , 2019/4377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında on beş yıl süreli bayilik sözleşmesinin 24.09.2003 tarihinde imzalandığını ve davalıya ait taşınmaz üzerinde on beş yıl süreli intifa hakkının davacı yararına tesis olunduğunu, Rekabet Kurulu kararı uyarınca 18.09.2010 tarihinde bayilik ilişkisinin sonlanması üzerine bu tarihten sonraki döneme isabet eden intifa bedeli, işletme yatırım destek bedeli ve duran varlık inşaat yatırım bedeli kalemleri altında davacının davalıdan alacaklı hale geldiğini ileri sürerek toplam 431.308,78 TL güncellenmiş alacağın 18.09.2010 tarihinden işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ticari ilişki kapsamında davalının sadece 131.595,00 TL intifa bedeli iadesiyle yükümlü olup davacının bu miktar dışındaki taleplerinin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın kısmen kabulü kararı, Dairemizin 03.02.2016 gün, 2015/6623 E. - 2016/1402 K. sayılı ilamı ile, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bir sonraki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “Davacı vekili, dava dilekçesinde ve sonradan sunduğu 03.10.2011 havale tarihli dilekçesinde 18.09.2010 tarihi itibarıyla bakiye intifa alacağının 253.814,28 TL olduğunu belirterek, bu miktarın avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş ise de, Mahkemece bakiye intifa bedeli alacağının 18.09.2010 tarihi itibariyle 266.913,23 TL kabul edilerek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmekle HMK"nın 26. maddesinde öngörülen taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturulduğundan hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının talebi doğrultusunda bakiye intifa alacağı olan 253.814,28 TL"nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, inşaat yatırımlarından dolayı 96.077,74 TL"nin davalıdan tahsiline, bu miktarın ana alacağını oluşturan 87.917,10 TL"ye dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına dair hükme yönelik temyiz itirazları reddedilerek hüküm bu yönden onanarak kesinleştiğinden bu yöne ilişkin yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece 2 nolu bentte “...temyiz itirazları reddedilerek hüküm bu yönden onanarak kesinleştiğinden bu yöne ilişkin yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,” denilerek karar verilmiş ise de mahkeme gerekçesinde bahsedilen Dairemizin 03.02.2016 gün 2015/6623 E. - 2016/1402 K. sayılı bozma ilamında açıkça bu kaleme ilişkin alacak hükmü onanmadığından ve mahkeme kararı da Dairemizin bozma ilamı ile ortadan kalktığından, mahkemece inşaat yatırım bedelleri yönünden de yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.