19. Ceza Dairesi 2019/18155 E. , 2021/4307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı olan 4.357,09 TL"den ibaret miktarın kamu zararı olduğunun sanıklara muhtıra ile hükümden önce usulüne uygun olarak 02.07.2014 ile 11.07.2014 tarihlerinde tebliğ edilmesi, talimat ile alınan 14.07.2014 tarihli sorgularında, sanıkların suçtan doğan zararı ödeyeceklerini beyan etmiş iseler de hüküm verilmeden önce zararın ödendiğine dair makbuzu dava dosyasına sunmadıkları gibi hüküm duruşmasında hazır bulunan sanıkların zararın ödenip ödenmeyeceğine dair bir beyanda bulunmamış olmaları karşısında tebliğnamedeki "1" numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
I-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
II-) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın sevk ve idaresindeki tır çekicisi cinsindeki araçta, arama kararına istinaden yapılan aramada, dorsenin içerisinden bidonlara doldurulmuş vaziyette 1980 litre gümrük kaçağı akaryakıt ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanığın şirkete bağlı bir şoför olarak aylık ücret karşılığı çalıştığını, patronu olan diğer sanığın talimatıyla suça konu akaryakıtı aldığını, yakıtın kendisine ait olmadığını savunması, diğer sanığın işbu savunmayı doğrulayan beyanda bulunması karşısında atılı suça işlediğine dair kastı bulunmayan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
III-) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"nın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Yasa’nın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa"nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2-Katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin sanıklardan eşit olarak alınması yerine ayrı ayrı alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.