MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, davalılar ..., ..., ... ve ..."ün anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... ile ihbar olunan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava, ..., ..., ... ve ..."ün anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Adı geçenlerin nüfus kaydının düzeltilmesinden anne olacak ... mirasçıları etkilenecektir ve nüfus kaydına göre ..."ın mirasçıları mevcuttur. Bu hali ile davanın Hazineye ihbar edilmesine lüzum bulunmamaktadır. Davanın Hazineye ihbar edilmiş olması, ihbar olunana dava sonucunda verilen hükmü temyiz etme hakkı vermez. Kaldı ki ihbar davetiyesi üzerine Hazine vekilinin davaya müdahale talebinin kabulü yönünde mahkemece verilmiş bir karar da mevcut değildir. Dolayısıyla Hazine davanın “tarafı” sıfatını almamıştır. Hükmü temyiz etmekte hukuki bir yararı da bulunmamaktadır. Bu bakımdan Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-Davalı ... vekilinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
a)Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.
Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi,
b)Dava sonuç itibariyle soybağını ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, yukarıda adı geçen davalıların gerçek annesi olduğu ileri sürülen ..."ın varsa veraset ilamı temin edilerek mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması,
c)Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı ..."e iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.