18. Ceza Dairesi 2019/867 E. , 2019/7600 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 125/4, 43 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.620,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2010 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanunu’nun 125/1-2, 125/4, 43 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51/1. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine ilişkin İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2016 tarihli ve 2009/1061 esas, 2010/310 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemesince sanık hakkındaki hüküm açıklanırken açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmaksızın mevcut haliyle açıklanması gerektiği, somut olayda, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2012 tarihli kararıyla sonuç ceza olarak sanık hakkında 2.620,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün bu haliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, ilk hükümden farklı olarak hapis cezasına hükmedilerek cezanın ertelenmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur." 11. fıkrasında; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemelere göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi halinde hüküm açıklanacaktır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verildiği görülmektedir.
Ancak denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiği ihbarında bulunan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/676 esas, 2015/1243 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalafet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği bu kararın da 09/12/2015 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla ihbara konu hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” olmadığı, bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmayıp, bu kararların kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak kabul edilme imkanı bulunmadığı gözetilmeden, CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak hükmün açıklanması hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 17/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.