18. Ceza Dairesi 2020/967 E. , 2020/8291 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2015 tarihli ve 2015/114 esas, 2015/612 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/02/2020 gün ve 2020/14378 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu bağlamda temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği kabul edilmelidir." şeklinde belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kanun yararına bozmaya konu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın gazetecilik faaliyeti kapsamında sosyal medya hesabından müştekiyi kastederek yazmış olduğu " bu şahsı tanıdınız mı, aslında milli görüş kökenli, Fazilet ve Refah partileri döneminde aktif görev aldı, Battalgazi Belediyesinde AK Partiden Belediye Meclisi üyesi seçildi, şimdi bu belediyede önemli görevler üstlendi. İş yerinde ve özel hayatında her gün Cumhurbaşkanı Erdoğan"a hırsız diye hakaret ediyor, Ticaret ve Sanayi Odasında son yapılan seçimlerde paralel yapı gurubundan meclis üyesi seçildi, şimdi de Başkan hasan ......."a yanaşıyor bir başka siyasi görüşü daha var bu şahsın cafe işletiyor. Özetle Saadatçi mi? AK Partili mi?, Paralelci mi ?, Kafeci mi? bir çok ipte oynayan bu şahsı tanıdınız mi?" şeklindeki açıklamaların sanığın gazetecilik mesleğini icra ettiği de nazara alındığında ağır eleştiri mahiyetinde olduğunun kabulü gerektiği ve benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 26/02/2018 tarihli ve 2016/1375 esas, 2018/2464 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, kaba söz ve ağır eleştiri niteliğindeki suça konu beyanların katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda, sanık hakkında hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hükmün içeriğine yönelik delil değerlendirmesi kapsamında kalacak incelemenin ancak hükmün açıklanması ile mümkün olduğu, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla giderilmesi gereken açık bir hukuka aykırılık tespit edilmediği anlaşıldığından kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 30/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.