17. Hukuk Dairesi 2017/3161 E. , 2018/1670 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, dava dışı ..."ya ait konutun 14/12/2014-14/12/2015 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde konut sigorta poliçesi ile sigortalandığı, sigortalı konutun, davalılar tarafından inşa edilmiş olduğunu ve davalılar adına kayıtlı iken müvekkil şirket sigortalısı ... tarafından satın alındığını, 10/07/2015 tarihinde sigortalı konutun bulunduğu binanın elektrik tesisatının ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun olmaması nedeniyle, elektrik panosunda gerçekleşen alevli yangın hadisesi sırasında duman ve patlayan borulardan sirayet eden suyun sigortalı konutta hasara sebebiyet verdiğini belirterek sigortalıya yapmış olduğu 5.960,90 TL ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.Davalılara, dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.Mahkemece, davacıya sigortalı işyerindeki emtianın zarar görmesi nedeniyle davacı tarafından sigortalıya ödenen tazminat bedelinin zarara neden olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsilinin talep edildiği, bu itibarla davacının halef olduğu gözetilerek davanın nitelendirmesi yapılırken sigortalı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği davanın ticari bir dava olmadığı haksız fiile göre açıldığı gerekçesiyle davanın asliye hukuk mahkemesi görevine girdiğinden mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta sözleşmesine dayanılarak rücuen alacak istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E.37, K.9, RG.3.7.1944 sayılı kararında bu husus;" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı ... şirketi olup, davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı şirketler ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun"un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda davanın görülmesinde tüketici mahkemeleri görevlidir.Mahkemece, haksız fiil olduğu gerekçesiyle davanın asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkece görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olarak belirlenmesi gerekirken asliye hukuk mahkemeleri olarak belirlenmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın çözümlemeye tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek bu yönde görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi