Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14575
Karar No: 2019/6632
Karar Tarihi: 23.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/14575 Esas 2019/6632 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/14575 E.  ,  2019/6632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, trafik sigortası olduğu araç ile davacı yayalara çarpması sonucunda yaralandıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminat ile davacı yaralanan küçük ... için 30.000,00 TL, davacı anne ve baba için 15.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... yönünden açılan davanın işbu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, davacı ... hakkında açılan davanın kısman kabul kısmen reddi ile; davalı Lider Otomotiv hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacının maluliyet yönünden açmış olduğu maddi
    tazminat davasının reddine, davacı Muhammed için 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı ... şirketi ve Lider otomotiv dışındaki davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davacı ... ve ..."ın küçük ... nedeni ile açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 2.500,00 TL davacı ... için, 2.500,00 TL davacı ... için manevi tazminatın davalı ... şirketi ve lider otomotiv dışındaki davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
    Somut olayda, davalı Lider Otomotiv Nakliye Tic. Ve San. Ltd. Şti. vekili, aracın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu ancak işleten sıfatının bulunmadığını, aracı 31.12.2012-31.12.2014 tarihinde geçerli olmak üzere dava dışı ... isimli şahsa kiraya verdiğini savunmuş ve araç kiralama sözleşmelerini dosyaya sunmuştur. Kiracı ...’a dava ihbar olunmuş, 10.9.2014 tarihli dilekçesinde davalı Lider Otomotiv Nakliye Tic. Ve San. Ltd. Şti. bünyesinde, otobüslerinin bakımı, bankadan para çekmek, yatırmak ve belediyedeki araç işlemlerini, muayene işlemlerini ve resmi kurum ve kuruluşlardaki işlerini takip etmek için bizzat şirket yetkilisi Ahmet Kayabaş isteği ile yetkilendirilmiş olup onu temsilen bu işleri yaptığını ve yapılan kira sözleşmesi, resmi kurum ve kuruluşlarda bulunsun denilerek adi muvazaalı bir kira sözleşmesi imzalatıldığını belirtmiştir. Mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmayarak kararında da gerekçesi açıklanmadan davalı Lider Otomotiv Nakliye Tic. Ve San. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine kararı verilmiştir.
    Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda mahkemece ihbar olunan ...’ın beyanları da dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesi olup olmadığı, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik
    yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, işleten ve gerekirse kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
    3-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda
    dökümü yazılı 384,24 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi