Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17827
Karar No: 2019/6938
Karar Tarihi: 28.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17827 Esas 2019/6938 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17827 E.  ,  2019/6938 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... AŞ vekili ile davalılar Cebeci Plastik Profil San. ve Tic.Ltd.Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; 17/07/2006 tarihinde, davalı ..."nın sevk ve idaresindeki diğer davalı Cebeci Plastik Ltd. Şti."ne ait servis aracı ile müvekkili ..."in eşi olan ..."e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, olaya karışan aracın, ...sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu, olay tarihinde maktülün eşi ... ile üç çocuğunun kaldığını, müvekkili ..."in eşinin kazancından başka herhangi gelirinin bulunmadığını, otoyollarda nakit para ile geçiş sisteminin kaldırılarak KGS ve OGS ile geçiş sistemine dönüldükten sonra sürücülerin KGS kartı almak veya dolum yapmak için karşıdan karşıya geçmesi nedeniyle sık sık ölümle veya ağır yaralanmalarla sonuçlanan kazaların meydana geldiğini, olayın geçtiği E-80 TEM otoyolu Ahmediye otoyol gişelerinde böyle bir alt geçiş sisteminin olmadığından böyle bir kazanın
    meydana gelmesine sebebiyet veren Karayolları 17. Bölge Müdürlüğünün de sorumlu olduğunu beyanla, davacılardan eş Fahriye için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, çocuklar Gaye, Ramazan ve ... için 1.000,00"er TL maddi, 20.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ... ve Güvence Hesabına açılan davaların reddine, davalılar ... ve Cebeci Plastik Profil ve San. ve Tic.Ltd.Şti. ve ...aleyhine açılan maddi tazminat davalarının kabulü ile davacılar Fahriye için 20.933,18TL, Gaye için 318,44 TL, Ramazan için 4.814,42 TL, ... için 7.385,37 TL olmak üzere toplam 33.451,41 TL"nin davalılar ... ve Cebeci Plastik Profil ve San. ve Tic. Ltd. Şti"den 17/07/2006 olay tarihinden, sigorta şirketinden 03/08/2011 dava tarihinden itibaren (sigorta poliçesi ile sınırlı kalmak üzere) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulüyle, her davacı için 20.000,00"er TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL"nin davalı ... ve Cebeci Plastik Profil ve San. ve Tic.Ltd.Şti."nden olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... AŞ vekili, davalılar Cebeci Plastik Profil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalılar Cebeci Plastik Profil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı ... AŞ vekilinin ise (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davaya konu olayda, kazanın meydana geldiği otoyol gişelerinde can güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınmamış olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı ... aleyhine husumet yöneltilmiştir.
    Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda
    bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir.
    Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK"nun 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir.Esasen 2918 Sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85.vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrası “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmünü, son fıkrası ise “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” düzenlemesini içermektedir.
    İdare hukukunda idarenin iki tür sorumluluğu kabul edilmektedir. Biri idarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; diğeri ise, idarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda oluşmuş idare hukukuna özgü sorumluluk türüdür. İdarenin kişilere verdiği zararları tazmin yükümlülüğü, idarenin “hizmet kusuruna(kusurlu sorumluluk)” ve “kusursuz sorumluluğuna” dayanmaktadır.
    İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun tam ve kapsamlı bir tanımını yapmak zor olmakla birlikte genel olarak doktrinde hizmet kusuru; idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır (SARICA Ragıp, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, “Hizmet Kusuru ve Karakterleri”, Y. 1949, C. 15, S. 4, s. 858; ATAY Ender Etem, İdare Hukuku, Ankara 2006, s. 571; YILDIRIM Turan, İdari Yargı, İstanbul 2008, s. 253).
    Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç
    durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.
    Buna göre idare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/I-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır.
    2918 sayılı KTK’da sorumluluğa ilişkin düzenlemelerin hangi hallerde, kime/kimlere yönelik olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
    2918 sayılı KTK’da hukuki sorumluluğa ilişkin düzenlemeler “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı 8. kısımda 85 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. 85. maddenin 1. fıkrası “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” şeklindedir.
    Bunun yanında yine Kanunun “Devlete ve Kamu Kuruluşlarına Ait Araçlar” başlıklı 106. maddesi “Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna
    ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101 inci maddedeki şartları haiz milli sigorta şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler” hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü gibi KTK’da sorumluluğa yönelik düzenlemeler 85 ve devamı maddelerinde yer almakta olup sorumlu olarak motorlu araç işleteni (gerçek ya da farazi işleten olabilir) ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi belirlenmiştir. Buna göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, “motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve
    müteselsilen sorumlu olacaklardır”. Özellikle 106. maddede belirtildiği üzere kamu kuruluşlarına ait araçların neden olduğu zararlara ilişkin sorumluluk da 85 ve devamı maddeleri gereğince işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlere tabi kılınmıştır.
    Burada vurgulanması gereken husus ister özel hukuk isterse kamu hukuku kişisi olsun 2918 sayılı KTK gereğince sorumluluğu ancak motorlu araç işleteni ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi sıfatı ile sözkonusu olabilmektedir. İşleten tanımı ise KTK’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır.
    Buna ilaveten, KTK’nun 110. maddesindeki 6099 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile yapılan değişiklik gerekçesinin değerlendirilmesi de sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Gerçekten 110 uncu maddede yapılan değişikliğin genel gerekçesinde “…Karayolları Trafik Kanunu, kamuya ait araçların karayolu üzerindeki seyrini (m.85, 86, 90, 106, 109 ve diğ.) kendi kapsamına almış ve bu nevi araçların sebebiyet verdikleri zararların tazmini davaları -doğru olarak- adli yargıda görülmüştür…”; madde gerekçesinde ise “…Komisyon; Kanunun kamu araçlarının karayolundaki seyrini ve bu sırada oluşan haksız fiilleri özel hukuka bağlı kılmış olması karşısında (m.106), bu tür fiillerden kaynaklanan davaların adli yargıda görülmesini, bu kabulün kaçınılmaz sonucu olarak görmektedir… Sonuç olarak, kamuya ait olan araçların sebebiyet verdiği trafik kazaları ile hemzemin geçitlerde meydana gelen tren-trafik kazaları Karayolları Trafik Kanununa bağlı kılınmış, bu uyuşmazlıklarda görevin adli yargıda olduğu yönünde düzenleme yoluna gidilmiştir…” şeklinde kanun koyucunun amacı ortaya koyulmuştur.
    Görüldüğü gibi, anılan değişiklikle “kamu araçlarının” verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanunun amacına uygun biçimde adli yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiş, hizmet kusurundan kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkların da bu kapsamda değerlendirileceğine yönelik her hangi bir ifadeye yer verilmemiştir.
    Ayrıca değinilmesi gereken diğer bir husus KTK’da kuruluşlar ve komisyonlara verilen görev ve yetkilere ilişkin
    sorumluluğun bu Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediğidir.... 6001 sayılı kuruluş Kanunu yanında KTK’nın 7. maddesinde de genel olarak karayollarını emniyetle kullanılmasını sağlamakla görevli ve yetkili kılınmıştır. KTK’da yalnızca Karayolları Genel Müdürlüğünün değil, Kanun’un 2. Kısmının 4 ila 12. maddelerinde karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzen ve güvenliğini sağlamak, trafik güvenliğini ilgilendiren gerekli önlemleri belirlemek ve motorlu araçlar ile ilgili idari işlemleri düzenlemek amacı ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Belediyelerin de görev ve yetkileri sayılmıştır.
    Bununla birlikte 2918 sayılı KTK’da diğer kamu idareleri ve ..."nün trafik düzeni ve trafik güvenliği ile ilgili üstlendikleri kamu hizmetlerinden dolayı hukuki sorumluluğu düzenlenmiş değildir. Yani ..."nün karayolu yapım, bakım ve işletilmesi şeklindeki kamu hizmetleri gibi diğer kamu kuruluşlarının kendi görev alanlarındaki kamu hizmetlerinin, idare hukuku ilke ve kurallarına göre yürütüleceği, anılan kuruluşların idari işlem ve eylemlerinden doğan uyuşmazlıkların da Anayasa’nın 125. maddesi ve 2577 sayılı İYUK’nun 2. maddesine göre idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği noktasında duraksama bulunmamaktadır.
    Yukarıdan beri yapılan açıklamalar değerlendirildiğinde, KTK’dan doğan sorumluluk davaları 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen “motorlu aracın işletilmesinin” sonucu doğan zararlar nedeni ile “motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin” sorumlu olduğu davalardır. Yani KTK 106 gereğince Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların işletilmesi nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla (KTK 85 gereğince) kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davalar adli yargı kolunun görev alanına girmektedir. Buna karşın kamu idareleri ve kuruluşlarının trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş kanunları gerekse 2918 sayılı KTK’ya göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliğini taşıması ve yukarıda sözü edilen KTK’da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarına ilişkin her hangi bir düzenlemenin ayrıca KTK’da yer almaması dikkate alındığında, trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı iddia edilen zararların tazmini istemiyle ilgili idarelere karşı açılan davalar idari yargı kolunun görev alanına girmektedir.
    Benzer bir uyuşmazlıkta aynı ilkeler Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.02.2015 tarih, 2015/493 Esas, 2015/557 Karar sayılı ilamında da benimsenmiş ve idari yargı kolunun görevli olduğu değerlendirilmiştir.
    Yapılan bu açıklamalar sonucu somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın E-80 TEM otoyolu gişelerinde böyle bir alt geçiş sisteminin olmadığından gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından, KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    O halde, mahkemece, davalı KGM yönünden, HMK"nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK"nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalı KGM yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    3-Dosya içerindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, Mahkemenin gerekçesinde bahsedilen, SGK tarafından davacılara bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sigorta şirketine rücu edildiği Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/524 esas 2012/195 karar sayılı dosyasında sigortalı Kemal İvgen"in hak sahiplerine ödenen tazminatın rücuen tahsili için dava açıldığı ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
    Davalı ... şirketi aleyhine SGK tarafından açılan rücu davasında verilecek karar, sigortacının poliçe limiti dolayısıyla bu davayı da etkileyecektir.
    Mahkemece yapılması gereken iş, SGK tarafından açılan rücu davasının kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleşmiş ise sigorta şirketi tarafından SGK"ya rücuen ödenecek nihai tazminatın poliçe limitinden mahsubu ile varsa bakiye tazminata hükmetmek olması gerekirken, iş bu dava dosyası bekletici mesele yapılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalılar Cebeci Plastik Profil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilinin tüm, davalı ... AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan ve re"sen görülen nedenlerle, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan ve aşağıda dökümü yazılı 7.181,86 TL kalan onama
    harcının temyiz eden davalılar Cebeci Plastik Profil San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...ye geri verilmesine 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi