17. Hukuk Dairesi 2017/2178 E. , 2019/7121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın seyir halindeyken rögar ızgaralarının üzerinden geçtiği esnada gevşek rögar ızgarasının fırlaması sonucu hasarlandığını, müvekkilinin sigortalısına 7.638,00 TL hasar bedeli ödediğini beyanla, ödenen 7.638,00 TL’nin davalıya başvuru tarihi olan 13.2.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin
belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik ikinci fıkra:23/7/2008–5791/9 md.)Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından aynı kazaya ilişkin olarak aynı davalıya karşı önce idari yargıda dava açıldığı, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 23.05.2012 tarihli, 2012/761-2012/973 sayılı kararı ile adli yargının görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi"nin 07.11.2012 tarih, 2012/17569-2012/17913 sayılı kararı ile davacının itirazının reddedildiği, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi"nin 19.3.2013 tarih, 2013/1900-2013/3779 sayılı kararı ile davacının karar düzeltme isteminin reddedildiği, işbu davanın 29/05/2013 tarihinde adli yargıda açıldığı anlaşılmaktadır. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/09/2014 tarihli, ... sayılı kararı ile önce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine her ne kadar Dairemiz’in 19/11/2015 tarihli, ... sayılı kararı ile adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, görevsizliğe ilişkin bozma kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı bozma kararından dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz. Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd).
Bu durumda eldeki davada, kendisine ikinci dava açılan İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 2012/761-2012/973 sayılı dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin kararının kesinleşmiş olması halinde elinde
derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamanın durdurulmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyanın kül halinde, yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi, verilecek kararın beklenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.