17. Hukuk Dairesi 2016/7466 E. , 2019/7460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 01.03.2016 tarih, 2016/İHK-386 sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili başvuru dilekçesinde, müvekkilinin murisi tarafından kullanılan kredinin teminatı kapsamında davalı ile hayat sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde öldüğünü açıklayıp murisin kalan kredi borcunun davalı tarafça poliçe teminatı kapsamında ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; kredi borcunun kapatılmamış olması ve poliçede dain mürtehin olarak yer alan bankanın başvuruya muvafakat etmemesi nedeni ile talebin reddine karar verilmiş, anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Talep, hayat sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, murisin bankaya kalan kredi borcunun davalı tarafından hayat sigorta poliçesi kapsamında ödenmesini talep etmiş, hakem heyetince kredi borcunun tamamen ödenmediği ve rehin hakkı sahibinin muvafakat etmediği gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiştir.
Davaya konu hayat sigorta poliçesinde dava dışı Vakıflar Bankasının dain mürtehin kaydı yer almaktadır.
Mahkemece anılan bankadan davacının başvurusuna muvafakatı olup olmadığı sorulmuş, banka tarafından verilen 12.02.2015 tarihli cevabi yazıda toplam alacaklarının 12.02.2015 tarihi itibarıyla; 91.094,00 TL olup ödemenin öncelikle bankaya olan borca mahsup edilmesini ve banka kredi riskinin tahsil edilmesi şartıyla muvafakatlarının bulunduğunu bildirmiş, Hakem Heyetince kredi borcunun kapatılmamış olması ve bankanın muvafakat etmemiş olması nedeni ile başvurunun reddine karar verilmiştir. Şarta bağlı muvafakat geçerli olmadığından Hakem Heyetinin bu yönde kabulü doğru ise de karar, aşağıda anlatıldığı üzere hatalıdır.
Şöyle ki; sigorta poliçesi, dava dışı banka tarafından kullandırılan krediye teminat olarak verildiğinden kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle dava dışı bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacının bunu talep etme hakkı vardır. Kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcundan artan kısım için dava dışı bankanın onayına ihtiyaç bulunmamaktadır.
Somut olayda davaya konu hayat sigorta poliçe teminatının 108.867,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı bankanın cevabi yazısında bankanın 12.02.2015 tarihi itibari ile kredi alacağının 91.094,00 TL olduğu gözetildiğinde kredi borcunu aşan poliçe teminatı yönünden bankanın onayına gerek bulunmamaktadır. Buna göre kredi borç miktarı dışında kalan bakiye teminat miktarı yönünden, davacının bu poliçeye/miktara dayalı olarak talep hakkı bulunduğu gözetilerek işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.