Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13685
Karar No: 2019/7556
Karar Tarihi: 13.06.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/13685 Esas 2019/7556 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/13685 E.  ,  2019/7556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı-karşı davalılar vekili; davalı ..."a ait motorsikletin diğer davalı ..."un sevk ve idaresinde iken, davacıların murisi ..."ya ait araç ile çarpışması neticesinde, davacıların murisi ..."nın vefat ettiğini, davalı ..."in yardım etmek yerine olay yerinden kaçtığını, kazaya neden olan davalı ..."in kullandığı aracın ruhsat sahibinin ... olup, aracın ... Sigorta A.Ş."ye sigortalı olduğunu, sigorta şirketi tarafından kendilerine bir kısım ödeme yapıldığını, ancak ödeme yapılan miktarın davacıların maddi zararını karşılamaya yeterli olmadığını, muris ..."in emekli olup, ayrıca bağ ve bahçe işlerinden elde ettiği gelirlerininde mevcut olduğunu, davacılardan ..."nin ev hanımı olup, murisin ölümü ile tamamen destekten yoksun kaldığını, diğer davacılara da müteveffa hayatta iken babaları olması nedeni ile destek olup, yardımlarda bulunduğunu, bu nedenlerle her bir davacı için ayrı ayrı olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere 20.000,00 TL"den toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline, müteveffaya ait motorsiklette hasar tespiti ve diğer maddi zararların tespiti yapılarak, destekten yoksun kalma, cenaze gideri olmak üzere fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı-karşı davacılar vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesinde müteveffanın çocukları ve eşi yararına destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini, müteveffanın çocukları olan davacıların hepsinin evli olup reşit olduklarını, destekten çıktıklarını, destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunmadığını, müteveffanın eşi olan davacının ise destek ihtiyacının bulunmadığını, beyanla asıl davanın reddini savunmuş, karşı davada ise; kazanın davacıların miras bırakanlarının kusuru neticesinde meydana geldiğini, karşı davacı ..."un kusurunun bulunmadığını, kaza sonrasında davacı ..."in de yaralanıp ruhi şok yaşadığını, ..."in Nevşehir Üniversitesi’nde Yüksekokul öğrencisi olup, uzun süre evden çıkamadığını, okuluna gidemediğini, bunun sonucu olarak da derslerinden geri kaldığını, bu nedenle 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınıp karşı davacı ..."a verilmesini, karşı davacı ... adına kayıtlı araçta meydana gelen hasar bedeli olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalılardan işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp ..."a verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı karşı davalı ... yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile 5.321,18 TL destekten yoksun kalma tazminatından 2.000,00 TL"sinin haksız eylem tarihinden itibaren, bakiye kısmın ıslah tarihi olan 01/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ... yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı karşı davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı-karşı davalı ..."ya verilmesine, davacı karşı davalılar ..., ..., ..., ... yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile her kişi için 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı-karşı davalılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava yönünden davalı-karşı davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 500,00 TL maddi tazminatın davacı karşı davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile olay tarihinden itibaren işlemek kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı ..."a verilmesine, 2.500,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı ..."a verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 2.190,00 TL olup, davacı-karşı davalılar yönü ile hükmedilen manevi tazminat miktarları ayrı ayrı 2.000,00 TL, olduğundan karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalılar yönü ile hükmedilen manevi tazminat miktarları kesin olduğundan davalı-karşı davacılar ... ve ... vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 2.190,00 TL olup, davalı-karşı davacı ... yönü ile talep edilen manevi tazminat miktarı 3.000,00 TL, hükmedilen manevi tazminat miktarı 2.500,00 TL, olduğundan reddedilen miktar yönünden karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... yönü ile hükmedilen manevi tazminat miktarı kesin olduğundan davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    4-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı-karşı davalılar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi gidermek olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
    Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda, dava dilekçesinde ...’nın ölmeden önce Nevşehir İl Özel İdaresi’nden emekli olduğu, ayrıca çiftçilik işi ile uğraştığı belirtilmiş, buna ilişkin belgeler dosyaya yansımış, dinlenen davacı tanıkları desteğin emekli olmasının yanı sıra çiftçilik de yaptığını beyan etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin aylık geliri, SGK kayıtlarına göre en son aldığı ücretin asgari ücretin 1,46 katı olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, desteğin vefatından önce elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Zira desteğin vefatı ile sahip olduğu malvarlığı mirasçılarına intikal etmektedir. Bu nedenle desteğin sağlığında gelir elde ettiği taşınmazlar, işyerleri, dükkanlar, tarım arazileri, büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanları gibi ticari müessese ve tarımsal işletmeleri de mirasçılarına intikal etmektedir. İntikal eden ticari faaliyet ve tarımsal işletme varlıklarının mirasçılar tarafından kullanılması neticesinde gelir elde edilebileceğinden artık destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken bu durumun da nazara alınması gerekmektedir. Bu nedenle desteğin vefatından önceki geliri tespit edilirken, sözkonusu ticari faaliyet veya tarımsal işletmenin devamı için desteğin sağlığında yapmış olduğu kişisel katkısının belirlenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, desteğin ölüm tarihindeki sosyal ve ekonomik durumu ilgili yerlerden araştırılarak, desteğin kişisel özellikleri nedeniyle tarım işine bedensel katkısının ne oranda olabileceği hususunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle, desteğin tarımsal faaliyetinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    5-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Davacı vekilince dava dilekçesinde davacılar için 20.000,00’er TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece 2.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
    Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, tarafların kusur oranları, davacılarla müteveffanın yakınlığı, özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda davacılar için hükmedilen manevi tazminatların az olduğu anlaşılmakla, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminatlara karar verilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    6-Asıl davada davalı ...’nin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmaması ve davacılar vekilinin poliçe limitiyle sınırlı olarak dava yöneltmiş olması gözönüne alınarak, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    7-Davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Somut olayda davacı-karşı davalılar vekili, kazada zarar gören araca ilişkin maddi tazminat talebinde bulunmuş, ancak mahkemece bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Davalı-karşı davacıların, davacı-karşı davalıların araç hasarına ilişkin talebi yönünden karar verilmemesi nedeni ile kararı temyiz etmekte hukuki menfaatleri olmakla birlikte, davalı-karşı davacıların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydı ile mahkemece davacı-karşı davalıların araç hasarına ilişkin tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması bozma sebebi yapılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeni ile REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılar vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (4), (5) ve (6) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalılar vekilinin, (7) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalılar ve davalı-karşı davacılara geri verilmesine 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi