17. Hukuk Dairesi 2016/19590 E. , 2019/7638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili tarafından konut sigorta poliçesi ile sigortalı ..."e ait dairede 01.03.2014 tarihinde davalı tarafından üretilen, piyasaya sürülen ve servis hizmeti sağlayan ... televizyonundan kaynaklanan yangın çıktığını, sigortalı dairede maddi zarara yol açtığını, müvekkilinin dava konusu olay nedeniyle sigortalısına 22.04.2014 tarihinde 10.000,00 TL, 09.05.2014 tarihinde 14.260,53 TL olmak üzere toplam 24.260,53 TL sigorta tazminatı ödediğini, TTK.mad. 1472 maddesi gereğince ödemiş olduğu tazminat nedeniyle sigortalının haklarına halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan 24.260,53 TL alacak için davalıya rücu hakkı doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 24.260,53 TL sigorta tazminatının, 10.000,00 TL"sinin ödeme tarihi olan 22.04.2014 tarihinden, 14.260,53 TL"sinin ödeme tarihi olan 09.05.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yangının çıkış sebebinin kesin olarak bilinmediğini, yangın sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın miktarının fahiş ve gerçeğe aykırı olduğunu, yangına sebep olan müvekkil şirkete ait LCD televizyonun değil bölgeye elektrik dağıtımını gerçekleştiren elektrik dağıtıcısının da olabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 24.260,53 TL"nin 10.000,00 TL"sine 22.4.2014 tarihinden 14.260,53 TL"sine 9.5.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı ... şirketi olup, davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, yangına sebebiyet veren LCD televizyonun üreticisi olan davalı ... AŞ ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Buna göre; Tüketici Mahkemesi"nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.