17. Hukuk Dairesi 2016/13513 E. , 2019/7716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.06.2019 Salı günü davacı ... ile davalı ... vekili Av. ... geldi.Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı ... ile davalı ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... ile boşanma aşamasında oldukları, anılan davalının müvekkilinden mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak birlikte yaşadığı davalı ..."ye 16.11.2012 tarihinde devrettiğini belirterek, bu muvazaalı satışın iptalini istemiştir.
Davalı ... duruşmada, muvazaalı satışın olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında görülmekte olan boşanma davasının derdest olduğu, henüz karara çıkmadığı, bu davada maddi ya da manevi tazminata hükmedilmediği, bu nedenle davacı tarafça başlatılmış davanın koşulu niteliğinde olan kesinleşmiş bir takip bulunmadığı, davacı tarafça aciz vesikası alınmamış olduğu, ayrıca davacının aile konutu ve buna dayalı tapu iptal ve tescil iddiasının da bulunmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır .Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda, dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılmıştır. Davacı ile davalı ... arasında Gölcük 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/446 Esas sayılı dosyasından açılan boşanma davasının devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu halde, mahkemece, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, bu dava sonunda davacının bir alacağı olmadığının anlaşılması halinde davanın reddine, aksi durumda yani bir alacağın varlığı halinde ise BK’nun 19.maddesine göre muvazaa olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak, muvazaanın ispatı durumunda davanın kabulü ile bu alacağı için İİK"283/1.maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.