
Esas No: 2016/18418
Karar No: 2019/8398
Karar Tarihi: 23.09.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18418 Esas 2019/8398 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş vekili, davalı ...Ş. vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili; davalı ...Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalılardan ... Alışveriş Hiz. ve San. Tic. A.Ş’nin maliki olduğu diğer davalı ...’in sevk ve idaresindeki aracın, davacı ...’in yolcu olarak bulunduğu, dava dışı ...’in sevk ve idaresindeki araçla çarpışması sonucu 15.05.2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını, ameliyat edildiğini ve malul kaldığını, beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.440,00 TL hastane masrafı, 1.500,00 TL çalışamadığı günler tazminatı ve 2.500,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 6.440,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/101 esas sayılı dosyasında davacı vekili;aynı kaza ile ilgili olarak madden ve manen büyük bir yıkım yaşadığını beyanla, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/177 esas sayılı dosyasında davacı vekili;aynı kaza ile ilgili olarak, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu belirlenen, yolcu olarak bulunduğu motosikletin ZMMS poliçesini düzenleyen ... Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı davada, hastane masrafı olarak ödenen 2.440,00 TL, kaza tarihinden dava tarihine kadar çalışamaması nedeniyle kazanç kaybı 2.000,00 TL, ayrıca iş gücü kaybı 5.560,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Hiz. ve Gıda San. Tic. A.Ş vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ehliyeti olmayan bir şahsın motosikletine binerek bazı riskleri üzerine aldığını, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...vekili; davacıya 3.660,00 TL ödeme yapıldığını, işgücü kaybından doğan taleplerin poliçe teminatı haricinde kaldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş vekili; davacının tedavi giderleri talebinin davalı şirketin sorumluluğunda olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dosyada ve birleşen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/177 esas sayılı dosyasında davacının maddi tazminat talebinin ıslah edilmiş haliyle kabulü ile 136.205,35 TL maddi tazminatın davalı ... şirketleri hakkında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalılar hakkında kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere ve ayrıca davalı ... şirketleri poliçe limiti dahilinde sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/101 esas sayılı dosyasında davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... Alışveriş Hizmetleri San. Tic. AŞ ile ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair verilen karar davalı ... Hiz. Ve
San. Tic. A.Ş vekili, davalı ...Ş. vekili ve davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı vekili tarafından sürekli iş göremezlik zararına ilişkin haklar saklı tutularak dava açılmış olmasına ve dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararına ilişkin olarak meydana gelen zararın tazmininin talep edilmiş olmasına göre, davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş vekili ve davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, davacının yolcu olması, kusur durumu, yaşı ve %15 maluliyet oranı dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kaza 15.05.2005 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebi 15.02.2016 tarihinde yapılmış, 17.02.2016 günü harcı yatırılmış, ıslah dilekçesine karşı davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş vekili 18.02.2016 tarihinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
Mahkemece, davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş‘nin süresi içerisinde yapmış olduğu ıslah zamanaşımı defi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosya içerisindeki İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik heyetten alınan 07/04/2015 tarihli raporda, davacı ...’in ehliyetsiz olduğunu bildiği sürücünün idaresindeki araca bindiğinden %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, mahkemece %10 müterafık kusur indirimi yapılarak belirlenen tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece davacının müterafık kusurunun bulunduğunun kabulü yerinde ise de, indirimin yetersiz olduğu da savunulmaktadır. Somut olayın özelliği dikkate alındığında, belirlenen zarardan %10 oranında yapılan indirim Dairemiz yerleşmiş içtihatları göz önüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan BK"nın 44. maddesinde belirtilen uygun ölçülerin altında olmuştur. Bu itibarla, %20 oranında bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5-Tazminatın belirlenmesinde hükme esas alınan 10.02.2016 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının geliri asgari ücretin 1,83 katı üzerinden, 18.09.2015 tarihli kök raporda ise davacının geliri asgari ücret olarak kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece davacının geliri asgari ücretin 1,83 katı üzerinden kabul edilerek bu gelir üzerinden hesaplanan geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına hükmedilmiştir. Davacının çalıştığı ve kazanın meydana geldiği tarihteki SGK kayıtları getirtilmemiş, davacı vekilinin beyanına göre davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştığı kabul edilerek, sendikalardan gelen emsal ücretlere göre hesaplama yapılmış ise de davacının gelirine ve yaptığı işe ilişkin kendisinin ve tanıkların beyanları dışında objektif üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte herhangi bir resmi kayıt veya ispata yarar delilin olmadığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, davacının asgari ücretin 1,83 katı gelir elde ettiği değerlendirilerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Bu bakımdan davacının gelirinin somut ve ispata yarar delillerle subuta ermediği dikkate alınarak, öncelikle davacı vekilinden sorularak kaza tarihi itibariyle işi ve çalıştığı işyerinin tespiti ile son çalıştığı işyerinden, davacıya kaza tarihinden geriye dönük 6 aylık yapılan ödemelerin miktarının sorulması suretiyle kaza öncesindeki gelir durumunu gösterir belgelerin temin edilmesi, SGK"dan davacıya ait kaza tarihini kapsar hizmet dökümünün getirtilmesi gerekmektedir. Bu halde, temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak hesap yapılması, bu belgelerin bulunmaması halinde gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
6-Davacının kaza nedeniyle uğradığı işgöremezlik zararına ilişkin hesaplamaların yapıldığı ve mahkeme tarafından da benimsenen 10.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı için 17.340,00 TL. geçici işgöremezlik tazminatı hesaplandığı; davacıya kaza nedeniyle yapılmış SGK ödemesi konusunda yapılmış bir araştırma olmadığı için, tazminattan bu nedenle herhangi bir indirim yapılmadığı görülmektedir.
Davaya konu kaza nedeniyle SGK Başkanlığı tarafından davacıya maluliyet tazminatı ödenip ödenmediğinin araştırılması ve yapılmış rücuya tabi ödemelerin tazminattan düşülmesi davalı tarafça savunulduğu ve aynı zarar için birden fazla ödeme suretiyle oluşacak sebepsiz zenginleşmenin önüne geçilmesi bakımından re"sen de bu hususun araştırılması gerektiği halde; mahkeme tarafından bu hususta yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece; davaya konu edilen zarara ilişkin olarak davacının SGK"dan tahsil ettiği bedel için davalıların sorumluluğunun bulunmayacağı, zarar görenin aynı zarar için iki kez ödeme alarak sebepsiz zenginleşmesinin önlenmesi gerektiği hususları gözetilmek suretiyle; SGK Başkanlığı"ndan davacıya dava konusu kaza nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı ödenip ödenmediğinin sorulması ve SGK tarafından yapılmış geçici işgöremezlik tazminatının bulunması halinde, bu bedelin davacı için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatından düşülmesiyle belirlenecek miktar için hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
7- Temyiz eden davalı ...Ş kazaya neden olan, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın trafik sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’na göre davalı ... manevi tazminattan sorumlu olmadığı gibi manevi tazminata ilişkin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu değildir. Mahkemece, davalı ... şirketinin hiçbir ayrım yapılmadan alınması gereken bakiye harcın ve yargılama giderinin tamamından diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
Temyiz eden davalı ...Ş.’nin poliçe limiti kaza tarihi itibariyle 50.000,00 TL olup mahkemece toplam 136.205,35 TL maddi tazminata hükmedilmiş ve davalı ... şirketinin sorumluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına karar verilmiş ise de, davalı ... şirketine yükletilecek yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin sorumlu olduğu miktara oranlanarak hüküm altına alınması gerekirken, sigorta şirketinin yargılama gideri, harç ve
vekalet ücretinin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunun belirtilmemesi ve kararda poliçe limitinin miktarının açık olarak yazılmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş vekili ve davalı ...Ş.’nin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3), (4), (5) ve (6) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Hiz. ve San. Tic. A.Ş vekilinin, (7) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılar ... Sigoorta A.Ş. ile ... Alışveriş Hiz. ve San. Tic. A.Ş."ye geri verilmesine, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.