17. Hukuk Dairesi 2017/249 E. , 2019/8941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ... adına kayıtlı olan davalı ...’ın sevk ve idaresindeki davalı ... şirketince zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın müvekkili ...’in sevk ve idaresindeki motosiklete 29/07/2011 tarihinde çarpması sonucu ...’in yaralandığını belirterek ... için 20.000 TL, anne ... için 15.000 TL, baba Osman için 15.000 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile, ... için maddi tazminat ve tedavi gideri miktarının belirsiz alacak davası olarak tespitine, talep edilen maddi ve manevi tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, usulüne uygun olarak harçlandırılmış maddi tazminat davası bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 14.000 TL, davacı ... için 3.000 TL, davacı ... için 3.000 TL manevi tazminata kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... alınarak davacılara verilmesine
karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK"nun 119/2 maddesinin; a, d, e ve f bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde bir haftalık kesin süre verileceği, diğer bentlerdeki eksikliğin ise her zaman giderilebileceği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.
HMK"nun 115/2 maddesinde de, dava şartındaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmesi,
492 Sayılı Harçlar Yasasının 16.maddesinde "değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı",
492 Sayılı Harçlar Yasası"nın 28/a maddesinde "karar ve ilam harçlarının 1/4"ü peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren 1 ay içinde ödeneceği, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranının 1/20 olarak uygulanacağı",
492 Sayılı Harçlar Yasasının 32.maddesinde "yargı işlemlerinden alınacak harçların ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı",
492 Sayılı Harçlar Yasasının 30.maddesinde de "muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğunun anlaşılması durumunda yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcının tamamlanmadığı sürece davaya devam olunmayacağı" öngörülmüştür.
Bu halde; dava açılırken maddi tazminata ilişkin harç yatırılmadığı taktirde Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamayacağından mahkemece, anılan harçların ikmali için aynı Kanun"un 30. maddesi uyarınca davacı vekiline süre verilerek, re"sen eksik harç tamamlatılıp, bundan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacılar vekili tarafından dava açılırken yatırılmayan harca ilişkin Mahkemece harç ikmali için süre verilmediği, ancak davacılar vekilince harcın yargılama aşamasında ıslah talebiyle birlikte giderildiği, dolayısıyla harcın tamamlanması ile birlikte Mahkemece esasa girilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Öte yandan; zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı Kadir motosiklette sürücü olup, dosya kapsamında davacının kask takıp takmadığının belirlenebilir olmadığı, yaralanmanın yüzde sabit ize neden olduğu görülmüştür. Bu itibarla mahkemece zarar görenin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin de irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluştuğunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
4-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle
davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.