17. Hukuk Dairesi 2016/12648 E. , 2019/9053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.06.2019 Salı günü davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, müvekkilinin iş kazasından doğan alacağı nedeni ile borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlıkları bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 26.09.2008 tarihinde davalı ..."a onun da 19.11.2008 tarihinde davalı ..."e sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin diğer davalılar ile bir bağlantığı olmadığını, taşınmazı emlakçı vasıtası ile aldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekilleri de, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, ... ile borçlu ... 30 yılı aşkın süredir tanışıklıkları ve birlikte ticaret yapmaları nedeniyle Uğur"un borçluya ait işyerinde meydana gelen iş kazası ve tazminat davasından haberdar olmasının hayatın olağan akışı gereği olduğu, ayrıca taşınmazın 135.000,00 TL
değerinde iken 50.000,00 TL"ye devredilmiş gösterilmesine karşılık davalı ... vekilinin satışın ipotek bedelinin ödenmesi karşılığı yapıldığını belirttiği, Uğur "un icra ceza davası esanasında taşınmazı alacakları karşılığı aldığını belirtmesi taşınmaz karşılığı eski malik ... bedel ödendiği hususunda delilin sunulmadığından satışın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığı, davalı ..."in ise kötüniyetinin ispatlanmadığından bahisle onun hakkındaki davanın reddi ile taşınmazın satış bedeli 133.000,00 TL"nin davalı ..."dan tahsili ile faiz talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı borçlu adreslerinde 03.02.2012 tarihli haciz tutanağı İİK"nun 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu gibi borçlu 13.01.2012 tarihli mal beyanında borcu ödeyecek menkul ve gayrimenkul malının olmadığını belirtmesi dikkate alındığında borçlunun aciz halinin sabit olduğu, davalı borçlu ... ile davalı ...’un uzun yıllardır ticari ilişkileri olması birbirlerini tanıdıkları, bu hali ile İİK"nun 280.madde koşullarının gerçekleşmiş bulunmasına göre davalılar ... ve ... vekilinin tüm davacı vekilinin ise aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davanın İİK"nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde, üçüncü kişinin davacının alacağından fazla olmayacak şekilde bu bedel ile sorumlu olması gerekir, bedel üzerinden faiz yürütülmesi mümkün olmadığından sanki faiz talep edilmesi halinde hükmedilmesinin mümkün olduğu şeklinde, faiz talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, taşınmazın davalı üçüncü kişi ... tarafından elden çıkarıldığı 19.11.2008 tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından 135.000,00 TL olarak belirlenmesine
rağmen, davalı ...’in taşınmazı 133.000,00 TL"den aldığı yönündeki beyanı esas alınarak bu bedel üzerinden tazminata karar verilmesi de hatalı olmuştur. Davacının dava dilekçesinde ve 21.04.2016 tarihli duruşmada miktar yönünden bir açıklaması da olmamıştır.
Ne varki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin tüm davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendindeki "davacı vekilinin 25/12/2012 tarihli dilekçede ve yukarıdaki beyanları gözönüne alınarak taşınmazın 3. Kişi ..."a satış bedeli olduğu anlaşılan 133.000,00 TL"nın" ibarelerin hükümden çıkartılarak yerine "davalı ..."un taşınması elinden çıkardığı tarihteki değeri 135.000,00 TL"nin" ibaresinin yazılmasına, yine aynı bendin son cümlesi" taşınmaz değeri ile ilgili faiz talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına," ibaresinin hükümden çıkartılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 6.784,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."den alınmasına 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.