17. Hukuk Dairesi 2016/8514 E. , 2019/5211 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.04.2019 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; .... ile.... Sanayi ve Ticaret şirketi arasında kredi ilişkisinin bulunduğu, bu ilişki nedeniyle ilgili şirketin bankaya 232.457,23 TL borcu bulunduğunu, davalı ..."ın da bu borçtan müştereken ve müteselsilen kefil olarak sorumlu bulunduğu, bu borcun tahsili amacıyla gerekli noter ihtarlarının çekildiği ve icra takibinin başlatıldığını, ancak icra takibi sırasında yapılan hacizde haczi kabil mal bulunamadığının anlaşıldığı, sonradan yapılan araştırma neticesinde davalı ... adına tapuda kayıtlı bir evin bulunduğunu bu evi 01.10.2014 tarihinde davalı ..."ya sattığını, bu satışın mavazaalı olduğunu, davalının borcunu ödememek için mal kaçırma işine giriştiğini beyanla satışın iptaline, cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisinin tanınması ile satışa izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; aleyhe hususları kabul etmediklerini, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; kendisinin ev hanımı olduğunu eşinin medikal işi yaptığını, eşinin vefatından sonra eşinden kalan mirasla bir ev almak istediğini, konu komşunun söylemesi üzerine evi satın aldığını, 90.000,00 TL para verdiğini buna ilişkin banka dekontlarının olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalı, ... tarafından diğer davalı ..."ya temlik edilen ... ilçesi 437 ada 2 parseldeki 28/112 arsa paylı 3. Kat, 3 nolu bağımsız bölümün temlikine ilişkin tasarrufunun iptali ile davacıya... İcra müdürlüğünün 2015/1178 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere dava konusu taşınmaz üzerine haciz koydurmak suretiyle alacaklarının tahsil etme yetkisi verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık"nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise
İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda dava konusu taşınmaz 01/10/2014 tarihinde 35.000,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından bu taşınmaz için 95.000,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... tapudaki bedel dışında 02/10/2014 tarihinde 50.000,00 TL, 09/10/2014 tarihinde ise 40.000,00 TL davalı borçlunun hesabına havale yaptığını belirterek bu konuda dekont örneklerini sunmuştur. Dairemiz uygulamasına göre bankadan havale edilen paranın borçluya ödenen para olduğu kabul edilerek bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı
bulunmamaktadır. Bu nedenle ve İİK.280 md. hükmüne göre davalının alacaklının aciz içinde ve mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini davacı tarafca ispat edilemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ile ..."ya geri verilmesine 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.