17. Hukuk Dairesi 2020/1711 E. , 2020/6916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.
...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, süresi içinde davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf isteminin davalı ... vekilinin istinaf isteminin süre yönünden reddine, davacı ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı ...’in istinaf isteminin kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, borçlu ... hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alcaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını, davalı akrabası ...’e onun da davalı ...’e sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ...’in kötü niyeti ispatlanmadığından hakkındaki davanın reddine, davalı ...’in borçlunun amcasının eşi olması nedeni ile durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu, davanın bedele dönüştüğünden bahisle dava konusu taşınmazı ..."e sattığı
19/02/2015"te taşınmazın değeri 134.010,00 TL olduğundan, takip konusu alacağın 66.989,26 TL olarak tazminatın bu miktarı aşamayacağından 66.989,26 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesi, davalı ...’in istinaf dilekçesinin süresinde olmadığı gerekçesi ile reddine, davacı ve davalı ... vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının düzeltilmesi için hükmün yeniden kurulmasına karar vermiş, karar davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın "Başvuru süresi" başlığını taşıyan 345/1. maddesinde; "İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır." yönünde düzenleme mevcuttur.
HMK"nın "Sürelerin başlaması" başlıklı 91/1. maddesinde; "süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hallerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar." düzenlemesine yer verilmiş olup, "Sürelerin bitimi" başlıklı 92/2. maddesinde; "Süre, hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise, başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter." yönünde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekiline 20.12.2016 günü tebliğ edilmiş vekil 15. gün 04.01.2017 tarihinde kararı istinaf etmiştir. İstinaf Mahkemesi, 2 haftalık sürenin geçtiği gerekçesi ile dilekçeyi süre yönünden red etmiştir.
Gerekçeli Karar da istinaf süresi 15 gün olarak öngörmüş, davalı vekili 15. günde kararı temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, kanun tarafından tayin edilen temyiz yoluna başvurma süresinin mahkeme kararında hatalı şekilde daha uzun gösterilmesi halinde; kanunda belirtilen süreden sonra ve mahkeme kararında belirtilen süre içinde yapılan temyiz talebinin geçerli olup olmadığına ilişkindir.
Kanun yoluna başvurma süreleri HMK tarafından tayin edilmiştir. HMK"nın 94/1. maddesine göre kanunun belirlediği süreler kesindir. Kanun tarafından belirlenen sürede işlem yapılmadığı takdirde, sürenin kesin ve hak düşürücü olması nedeniyle artık o işlem yapılmayacaktır. HMK"nın 90/1. maddesi gereğince istisnai haller dışında kanunun belirlediği süreleri hakim azaltıp çoğaltamaz. Ancak Anayasanın 40/2. maddesi gereğince "devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır..." Anayasa hükmünden de anlaşıldığı gibi HMK"nın 345. ve 361. maddelerinde düzenlenen istinaf ve temyiz süreleri hakim tarafından değil, kanun tarafından belirlenmiştir. Hakim kararında bu kanun yollarını ve sürelerini doğru bir şekilde göstermek zorundadır.
Anayasa"nın 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri de mahkemeye erişim hakkıdır. Bu hak da bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığı etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen ya da mahkeme kararını etkisiz hale getiren işlemler mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğindedir. Bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi bu hususları dikkate alarak, dava açma sürelerinin düzenlenmesinin son derece karışık ve dağınık mevzuatın, aşırı şekilci (katı) yorumunun mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceğini, özellikle başvuru mercii ve süresi doğru gösterilmeyen işlemlerle ilgili davalarda mahkemelerin usul kurallarını yorumlarken mahkemeye erişim hakkını zedeleyecek şekilde kati yorumdan kaçınması gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi kanun yoluna başvuru süresinin mahkeme kararında hatalı olarak gösterilmesi halinde, bu süreye güvenerek başvuruda bulunan ilgilinin taleplerini süre yönünden red edilmemesi gerektiği kanaatindedir. (... ve diğerleri hakkında verilen 2013/7002 Başvuru Nolu 11.05.2016 tarihli karar.)
Buna göre, davalı ... vekilinin istinaf başvuru süresinde yapılmış olup, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi"nce süresinde istinaf başvurusu olmadığından bahisle başvurunun usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile istinaf başvurusunun usulden reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi"nin kararının BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100
sayılı HMK"nın 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 11/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.