17. Hukuk Dairesi 2020/1849 E. , 2020/6917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilleri ile ... ve ... Oto. İnş. Tur. Kuyumculuk. Tİc. ve San. Ltd. Şti arasında tanzim edilen adi sözleşme gereğince ...,... parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılı olan bloklardan A bloktaki zemin+1. Kat mesken nitelikli 3 ve 4 bağımsız bölüm nolu dairelerin satın alındığını, ... ve ... Otomotiv. İnş. Tur. Kuyumculuk Tic. Ve San. Ltd. Şti"nin taahhütnamelerini yerine getirmekten kaçınarak taşınmazları müvekkillerine devretmeyerek muvazaalı bir şekilde davalılara devrettiğini, devredilen taşınmazlar arasında dava konusu taşınmazların da bulunduğundan bahisle davalılar adına kayıtlı taşınmazların muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile ... ve ... Otomotiv İnş. Tur. Kuyumculuk Tic. Ve San. Ltd. Şti adına tescillerinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davacı vekili dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ...,... ada, 150 parsel yönünden davasından vazgeçmiş olduğundan dolayı vazgeçme nedeniyle bu parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına; Her ne kadar davacı vekili dava konusu etmiş olduğu ...,... parsel sayılı taşınmazın muvazaa nedeniyle satışının iptalini istemiş ise de, aslında davacının davasının İİK"nun 277 ve devam maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olduğu; Davacının aynı parseldeki davalı ... İnşaat ve ..."dan satın almış olduğu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini, tüketici mahkemesi sıfatıyla Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde istemiş olduğu ve bu dosyanın derdest olduğu düşünülerek, bu dosyanın İİK"nun 277 ve devam maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olduğu, tasarrufun iptali davalarında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikasının bulunması dava şartlarından olduğu dosya kapsamındaki Erzurum 4. İcra Müdürlüğünün 2014/13218 Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu ... ve İlke Otomotiv hakkında geçici veya kesin aciz vesikasının bulunmadığından dolayı dava şartı yokluğundan davacının davasının reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK"nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli
olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK"nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
BK"nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK"nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağından, davanın TBK"nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek aciz vesikası bulunmadığından davanın reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.