Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2212
Karar No: 2020/8554
Karar Tarihi: 16.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2212 Esas 2020/8554 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, takip yaptıkları davalıların mal kaçırma amacı ile taşınmazlarını diğer davalılara sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalılar hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise, satış bedellerinin gerçek değere uygun olduğu ve üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın esastan reddine karar verdi. Davacı vekili kararı temyiz etti. Yargıtay ise, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin hükümde bir isabetsizlik bulunmazken, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki davanın borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden oldukları gerekçesiyle reddedilmesinde hukuki ve usule ilişkin bir hatanın olduğuna karar verdi. İcra ve İflas Kanunu'nun 277-280. maddeleri tasarrufun iptali davalarını düzenlemektedir. Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde aç
(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2019/2212 E.  ,  2020/8554 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya olarak incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara sattığını belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, dava koşullarının oluşmadığını, satışların gerçek olduğunu ve raiç bedel üzerinden satın alandıklarını belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine, diğer davalılar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki davanın ise, satış bedellerinin gerçek değere uygun olduğu ve üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazların reddi gerekmiştir.
    2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda borç kaynağı, 13.07.2011 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmış, takip kesinleşmiş , dava konusu tasarruflar 2013 yılından borcun doğumundan sonra yapılmış ve dava 16.07.2013 tarihinde 5 yıllık yasal sürede açılmıştır.Borçlu adreslerinde yapılan 24.07.2013 ve 18.09.2013 tarihli haciz tutanaklarının aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
    Aynı gün incelemesi yapılan dosyalardaki bilgilerden, davalı ...’ın borçlunun ortağı olduğu şirkette ortak oldukları, davalı ... ‘un ise borçlunun boşandığı eşi olduğu anlaşılmıştır.Bu halde davalı ... ve Sevgi’nin İİK"nın 280/1. madde kapsamında borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğu ve bu yönüyle de tasarrufun iptali gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itiraz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi