17. Hukuk Dairesi 2016/2456 E. , 2019/1100 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilince talep edilmiş, davacılar vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.02.2019 Salı günü davacılar vekili Av.... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, mülkiyeti davalılardan ..., ... ve ..."a ait olan arsada ..."ın üstlendiği ticaret merkezi inşaatına başlandığını, bu inşaat işinde kullanılan davalılardan ... ve ...’ın işleteni ve sürücüsü olduğu aracın 19.05.2007 günü site bahçesinde bulunan hafriyat bölümüne gittiği esnada virajdaki hatalı dönüşü sonucu davacı yaya ..."a arkadan çarparak üzerinden geçtiğini ve hayati tehlike yaratacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın, davacı mağdur ... için 150.000,00 TL, davacı anne ... için 50.000,00 TL, davacı baba Hasan için 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 10/07/2013 tarihli ve 05/06/2015 tarihli ıslah dilekçelerini ibraz ederek maddi dava değerini artırmıştır.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile davanın davalılar..., ... ve ... yönünden ayrı ayrı reddine, davacı ... için 66.413,00 TL maluliyet zararından ve 90.789,00 TL tedavi giderinden kaynaklanan toplam 157.202,00 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihi olan 19/05/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının tedavi gideri yönünden 08/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına ayrıca davacının tedavisi sürmekle TBK.nın 75. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden başlayarak 2 yıl içerisinde tazminat hükmünün değiştirilmesi yetkisinin saklı tutulmasına, davacı ... için 50.000,00 TL, davacı ... için 30.000,00 TL davacı ... için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan olay tarihi olan 19/05/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile katılma yoluyla davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hakim, manevi tazminata 6098 Sayılı TBK 56. madde ( eski Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, davacının maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde davacı yaralı çocuk ... lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı isabetli olmakla birlikte davacı anne ve baba lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar fazladır.
3-Davacı tarafın talep ettiği maddi zararları arasında davacının tedavi giderlerinin de bulunduğu, bu hususta tedavi masraflarına ilişkin bir kısım belgelerin sunulduğu görülmektedir.
Yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun"un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun"un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı"nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp trafik kazasına karışan ve zarara neden olan aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olan sigorta şirketi sorumludur. Bu durumda mahkemece; yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu"nun sorumluluğuna geçen tedavi giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, SGK"nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilip davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden hükme esas alınan doktor bilirkişi raporunda 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kaldığı tespit edilen tutar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu"nun belgesiz tedavi giderlerinden ise davalı zarar sorumlularının 10/07/2013 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabul göre de; davacılar tarafından 05/06/2015 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile 169.443,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış fakat mahkemece ikinci ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın birinci ıslah dilekçesi doğrultusunda 157.202,00 TL olarak maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir. Reddolunan miktar bakımından yargılamada kendilerini vekille temsil ettiren davalılar ... ve ... vekiline ret avukatlık ücreti takdir olunması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 16,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.