17. Hukuk Dairesi 2016/4026 E. , 2019/1195 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının nişanlısı ve aynı zamanda dini nikahlı eşi ..."in öldüğünü, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.08.2015 tarihli artırım dilekçesiyle taleplerini 159.041,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, ölenin yasal mirasçısı olan ..."e 15.959,00 TL tazminatı 27.10.2010 tarihinde ödediklerini ve poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, ölen ile resmi evlilik bağı bulunmayan davacının tazminat talep hakkı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limiti ile sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, ölen sigortalı araçta hatır için taşındığından tazminattan indirim yapılması gerektiğini, emniyet kemeri takmayan ölenin müterafik kusuru nedeniyle de tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 159.041,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınının, 6098 sayılı TBK"nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45/2.) maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen ..."in nişanlısı ve aynı zamanda dini nikahlı eşi olan davacının, ölenin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile tazminat istemli davayı açmış; mahkeme de, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarıyla, davacı ile ölenin karı koca hayatı yaşadıklarının ve ölenin davacıya destek olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle, davacı lehine tazminata karar vermiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK"nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda; ölenin nişanlısı ve dini nikahlı eşi olduğu için ölenden fiili olarak destek aldığı kabul edilen davacı ile kazada ölen... arasında desteklik ilişkisinin bulunduğu kabul edilmiş ve bu kabul için sadece davacı tanıklarının anlatımları ile yetinilmiştir. Mahkemenin desteklik ilişkisinin belirlenmesi için beyanlarını esas aldığı tanıkların, davacının yakın akrabası olan kişiler olduğu görülmektedir. Sadece tanık anlatımlarına dayalı olarak davacı ile ölen arasında fiili desteklik ilişkisi bulunduğunun kabulü doğru olmayan sonuçlara ulaşılmasına yol açabileceğinden, mahkemenin bu hususta yaptığı araştırma yetersizdir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacının desteği olduğunu iddia ettiği... ile davacının kazadan önceki MERNİS kayıtlarının merciinden getirtilip, adreslerinin aynı olup olmadığının araştırılması;..."ün kazadan önceki adres bilgileri üzerinden ilgili kolluk biriminden davacı ile bu kişinin kazadan önceki tarihte fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıkları ile sosyal ekonomik durumlarının, yine kazada ölen ..."in aile bireylerinin tespit edilecek adreslerinin bağlı olduğu kolluk birimlerinden kişinin aile bireylerinden, davacı ile ..."in dini nikahla birlikte yaşayıp yaşamadıkları ve davacıya ..."in destek olup olmadığının araştırılması; tüm bu araştırmalardan elde edilecek veriler bir bütün olarak değerlendirilip davacı ile ölen arasında fiili desteklik ilişkisi bulunup bulunmadığının saptanması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şeklide hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davacı ile kazada ölen ..."in dini nikahla evli oldukları kabul edildiğinden, bu birlikteliklerinden ileride iki çocuklarının olacağı ve ölenin davacı ve hak sahibi annesi ile birlikte muhtemel çocuklarına da pay ayıracağı gözetilerek ölenin davacıya ayıracağı destek paylarının belirlenmesiyle, tüm hak sahipleri için tazminat hesabının yapılması; tüm hak sahipleri için ayrı ayrı hesaplanan tazminat miktarları toplamının, davalı tarafından düzenlenen poliçedeki teminat limitini aşması halinde garame hesabı yapılarak davacı tazminatının belirlenmesi gerekirken, anılan hususlara riayet edilmeyen hesap raporunun hükme esas alınması doğru değildir.
Yine kabule göre; kazada ölen ..."in davalıya sigortalı araçta yolcu olduğunun, dosya kapsamından anlaşıldığı ve tarafların kabulünde olduğu; davalının hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunduğu gözetilmek suretiyle, kazaya ilişkin ceza dosyası temin edilip gerekli incelemelerin yapılması, olayda hatır taşıması bulunup bulunmadığının hükümde tartışılması ve hatır taşıması olduğunun kabulü halinde, BK"nun 43. maddesi gereği tazminattan hakkaniyete uygun indirim yapılması gerektiğinin gözetilmeyişi ve davalının hatır taşıması savunmasının hükümde karşılanmamış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.