17. Hukuk Dairesi 2018/1179 E. , 2019/1207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA MAHKEMESİ : ... 27.Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl davada 23/07/2009 tarihinde yaya müvekkiline davalı ... idaresindeki aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, bakıcı yardımı ile günlük yaşamını devam ettirdiğini, kusurunun bulunmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 19.838,35 TL olarak talebini ıslah etmiş, birleşen davada, olayda kazaya sebebiyet veren aracın davalı....Ltd.Şti.ne kiralandığını belirterek, asıl davadaki taleplerini bu davalı yönünden yinelemiştir.
Asıl ve birleşen davada, davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, asıl ve birleşen davalarda davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile; 19.838,35 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 23/07/2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve.... Ltd.Şti"nden müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, asıl ve birleşen davalarda davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/07/2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar ... ve ..."den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK"nun 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; birleşen dosya davalısı ....ne dava dilekçesi ve birleştirme kararının tebliğ edilmediği, yargılama da bu davalıya yapılan ilk tebligatın, bilirkişi raporuna ilişkin olduğu; davalının, davaya karşı cevap verme ve savunmalarını yapıp delillerini bildirme imkanından yoksun bırakıldığı görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, adı geçen davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve delillerini bildirmesinin sağlanması, delil bildirdiği takdirde delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi; dava sonucuna doğrudan etki eden bilirkişi raporlarının davalılara tebliği ile varsa itirazlarının alınması ve bu itirazlarının karşılanması gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kabule göre, dava konusu aracın dava dışı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketi tarafından davacıya dava açılmadan önce yapılan ödemenin güncellenmek suretiyle hesaplanan maddi tazminat miktarından düşülmemesi isabetli değildir.
Kabule göre, hakkındaki dava, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilen ve davada kendisini vekille temsil ettiren davalı .... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.