17. Hukuk Dairesi 2016/5767 E. , 2019/1477 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 27/11/2009 tarihinde davalı ..."ye ... poliçesi ile sigortalı dava dışı ..."ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araca dava dışı ... sevk ve idaresindeki... plakalı aracın tam kusurla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davalı şirkete trafik sigortalı ... plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin geçici ve kalıcı iş gücü kaybına maruz kalacak şekilde yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL bakiye daimi maluliyetten kaynaklı (maddi) tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesiyle talebini 99.107,33 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 99.107,03 TL iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kazada, davalıya trafik sigortalı araçta yolculuk yapan davacının kask kullanmadığı ve ehliyetsiz sürücünün aracına ehliyetsiz olduğunu bilerek bindiği iddia edilmiştir. Çift taraflı meydana gelen kazaya ilişkin olarak alınan kusur raporunda davalı sigortalı şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün %90 oranında, davacı yolcunun ise sürücü belgesi olmayan kişinin aracına binerek can güvenliğini riske attığı için %10 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile( 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Davacı, meydana gelen kazada yolcu olup, kusursuzdur. Davacının ehliyetsiz sürücünün aracında ehliyetsiz olduğunu bilerek yolculuk yapması ise kazanın meydana gelmesine esas kusurlarından olmayıp hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk yapmaya uygun olmayan araçta bulunmak veya kurallara aykırı yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı sürücü belgesi olmayan kişinin aracına binerek can güvenliğini riske attığı için %10 kusurlu görülmüştür.
Mahkemece; öncelikle davacının trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek daha sonra davacının uygun olmayan şekilde ehliyetsiz sürücününü aracında ehliyetsiz olduğunu bilerek yolculuk yaptığı hakim tarafından değerlendirilerek, %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken %10 indirim yapılması uygun olmayıp %10
daha indirim yapılması halinde %20 oranındaki müterafık kusur indirimi sağlanmış olacaktır. O halde, mahkemece yapılacak iş; hesaplanan tazminattan %10 indirim daha uygulamak olacaktır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı ... şirketi vekili yargılama aşamasındaki savunmalarında, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, ceza yargılama dosyası incelendiğinde; davacı ... müşteki sıfatı ile verdiği ifadesinde dava dışı araç sürücüsü ...’ın arkadaşı olduğunu, kendisinden şikayetçi olmadığını belirtmiştir. Mahkemece karar verilirken davalı vekilinin hatır savunması hakkında değerlendirme yapılmamış davacının sürücü belgesi bulunmayan ... tarafından kullanılan araca binmesi nedeniyle %10 kusur uygulanmasından dolayı hatır indirimi yapılmayacağı belirtilmekle yetinilmiştir. Bu durumda mahkemece, ceza soruşturma (dosyası) belgeleri de getirtilerek hatır taşıması bulunup bulunmadığı, %20 oranında hatır indirimi yapılıp yapılmaması hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.