17. Hukuk Dairesi 2016/5082 E. , 2019/1496 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl davanın davacısı ...(...) vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının karıştığı trafik kazası sonucunda yaralandığını belirterek, 90.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, birleşen dava da ise davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının karıştığı trafik kazası sonucunda yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ve ..."den tahsilini talep etmiş, maddi tazminat talebini 277.152,93 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar ayrı ayrı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl ve birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davacısı ...(...) vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan birleşen ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/497 E.-2009/33 K. sayılı dosyasında verilen hükmün onanması gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile birleşen dosyanın ONANMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davanın davacısı ...(...) vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.758,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacıya geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.