17. Hukuk Dairesi 2016/5250 E. , 2019/1500 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki, trafik sigortası olduğu aracın, davacı yayaya çarpması sonucunda yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan talep ve dava etmiş, talebini 25.011,59 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar ayrı ayrı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulüne ve 25.011,59 TL maddi tazminat bedelinin davalılar ... ve ... açısından kaza tarihi 05.09.2007 tarihinden itibaren ve davalı ... açısından dava tarihi 09.06.2008 tarihinden itibaren poliçesindeki limitler ile sınırlı kalacak şekilde yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davanın manevi tazminat açısından kısmen kabulü ile kusur durumu ve maluliyet oranı da dikkate alınarak 10.000,00 TL bedelin kaza tarihi 05.09.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının davalı ... şirketi açısından reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı)
Davacının maluliyet oranına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 29.3.2013 tarihli rapor da Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre, %4.1 sürekli maluliyeti olduğu belirtilmiştir. Davacının maluliyet raporuna itirazı üzerine Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakültesi’nden 11.3.2015 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu raporu alınmış, %24 oranında maluliyet tespit edilmiştir. Mahkemece de bu maluliyet oranına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmış ise de, rapor hüküm vermeye elverişli değildir.
Mahkemece hükme esas alınan Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakültesinden alınan maluliyet raporu haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre alınmamış olup raporun içeriğinden de anlaşıldığı üzere davacının ilk rapordan sonra maluliyetinde artış olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, HGK kararına uygun olan 29.3.2013 tarihli ATK maluliyet raporu esas alınarak davacının zararı hesap edilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; davacı, trafik kazası sonucu yaralandığını ileri sürerek iş göremezlik zararını talep etmiş, aktüerya bilirkişisi tarafından hazırlanan hesap raporunda TRH-2010 yaşam tablosu dikkate alınarak davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş hesaplama yapılmış, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Ancak karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Dairemizin yerleşik kriterlerine uygun olarak Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının yaşam süresinin belirlenerek zararının hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan yaşam süresine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş"ye geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.