17. Hukuk Dairesi 2018/6336 E. , 2019/1702 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."in yoldan karşıya geçen müvekkili ...ye çarparak %100 maluliyetine sebep olduğunu belirterek, davacılar için 75.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu"nun 47. maddesinde düzenlenen “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere cismani zarara uğrayan kimseye manevi tazminat verilebilecektir. BK"nın 47. maddesinin anlatım ve amacı itibariyle zarar görenin ancak ölümü halinde yakınlarına manevi tazminat ödenmesi öngörülmektedir.
Bununla birlikte genel bir nitelik taşıyan BK"nın 49. maddesi kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminat hükmedilmesini hüküm altına almıştır. BK 49. Maddesinde
“Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir”. Maddede belirtilen kişilik haklarına, kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruhsal bütünlüğü gibi varlıkların tümü girmektedir. Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olduğu ve bunların fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdiği gözetildiğinde, yakınların yaralanmasının, duygusal değerlere saldırı kapsamı içine girip girmediği konusu üzerinde durulmak gerekir. Duygusal kişilik değerler, kişinin toplum içindeki yeri, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değer alanı içine giren haklardır. Bu haklar, kişinin bizzat şahsına bağlı olmayıp özellikle aile hukuku içinde yer alan değerlerdir. Bu bağlamda BK"nın 49. maddesindeki düzenleme itibariyle, kişinin bizzat değilde, yakınlarının (karı-koca, ana-baba ve çocukları) ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların ortaya çıkıp kanıtlanması halinde duygusal değerlerin ihlal edildiği ve bozulduğu böylece Aile Birliği içinde korunması gereken gönül bağlılığının zarar gördüğünün kabulü gerekir.
Doktrinde ve yerleşik içtihatlarda da belirtildiği gibi cismani zarar kavramına ruhi bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği, bir kimsenin cismani zarara maruz kalması sonucunda onun eşi, ana-babası veya çocukları gibi çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa bu durumda yansıma yolu ile değil doğrudan doğruya zarara maruz kalmasının söz konusu olduğu ve manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir (YHGK., 2010/4-77 Esas, 2010/82 Karar; YHGK., 26.04.1995 tarih, 1995/11-122 Esas, 1995/430 Karar).
Somut olaya gelince, davacı ..., geçirdiği trafik kazası sonucu dosya kapsamında yer alan ... Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan maluliyet raporuna göre sürekli çalışma gücü kaybına neden olacak nitelikte yaralandığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde yer alan ... 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/445 Esas 2014/408 Karar sayılı dosyası içerisinde alınan kusur raporuna göre davalı ..."in %40 kusurlu olarak belirlediği, ilgili dosyanın Dairemizin 23.03.2017 tarih
2014/19957 Esas 2017/3148 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. B.K. 53 (T.B.K. 74.md.) hukuk hakimi ceza mahkemesinden alınan kusur raporu ile bağlı olmadığı gibi beraat kararı ile de bağlı değildir. Mahkemece 5.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/445 Esas 2014/408 Karar sayılı dosyasında alınan kusur raporuna itibar edilerek davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.