Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1554
Karar No: 2019/1781

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1554 Esas 2019/1781 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/1554 E.  ,  2019/1781 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nce verilen 02.02.2018 tarih, 2017/1305 E-2018/153 K sayılı kararının Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili davalı borçlu ... Orman Ür. İnş. Emlak Turz. Gıda San ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı altı adet taşınmazı mal kaçırma gayesi ile 07.01.2016 tarihinde davalı ..."a, Mehmet"in de bu taşınmazlardan dördünü 22.04.2016, 27.04.2016, 23.05.2016 ve 03.06.2016 tarihlerinde dava dışı 4.kişilere sattığını belirterek davalılar arasındaki 07.01.2016 tarihli tasarrufların iptaline, davalı ..."in elinde kalan iki taşınmaz yönünden haciz ve satış yetkisi verilmesine, elden çıkardığı dört adet taşınmaz yönünden ise elden çıkarıldığı tarihteki rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ..."ten tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı ...; alacağın gerçek bir alacak olmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, dava konusu altı taşınmazı iyiniyetle ve üzerindeki ipoteklerle birlikte 650.000,00 TL bedelle aldıklarını, satış bedelinin 240.000,00 TL"sini borçlu şirketin davalı ..."e olan 30.06.2015 tanzim 30.10.2015 vadeli 240.000,00 TL"lik borcuna mahsup edildiğini, 412.611,00 TL"de ipotek bedeli ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne; ... ili ... ilçesi, .../29 Ekim Mahallesi, 715 ada 10 parselde bulunan 2, 3, 7 ve 10 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların davalı borçlu şirket tarafından diğer davalı ...’a satışına ilişkin 07/01/2016 tarihli satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle tasarrufun iptaline, bu taşınmazlar ... tarafından 4. şahıslara satıldığından dava bedele dönüşmüş olmakla taşınmazların ...’ın elinden çıktığı tarihlerdeki gerçek değeri olan ve bilirkişi tarafından belirlenen; 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 75.000,00TL, 3 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 75.000,00TL, 7 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 135.000,00TL, 10 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 135.000,00TL’nin davacının dava konusu icra dosyasındaki alacağı ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine,
    ... ili ... ilçesi .../29 Ekim Mahallesi 715 ada 10 parselde bulunan 6 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların davalı borçlu şirket tarafından diğer davalı ...’a satışına ilişkin 07/01/2016 tarihli satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle tasarrufun iptaline, İcra İflas Yasasının 283/1 maddesi gereğince davacı alacaklıya, ... 10. İcra Müdürlüğünün 2016/4480 sayılı dosyasındaki alacağının tahsili amacıyla dava konusu edilen 6 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların haczi ve satışı için yetki verilmesine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesince, tüm dosya kapsamına göre, satış vaadi sözleşmesinin hüküm ifade edebilmesi için noter önünde res"en düzenlenmesi gerektiği, resmi şekilde yapılmamış olan bir sözleşmenin geçerli kabul edilemeyeceği, somut olayda takip konusu alacağa ilişkin 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde
    yapılmadığı bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 10.11.2015 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümlerin de geçersiz olduğundan cezai şarta ilişkin takip konusu alacağında gerçek bir alacak olduğundan bahsedilemeyeceğinden eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmediğinden davalı ... vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, davanın dava şartı yokluğun nedeni ile reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır.
    Alacaklı tarafından açılan böyle bir dava ile cebri icra yolunun tamamlanması amaçlanır. Açılan dava kanıtlandığı takdirde tasarruf tamamen iptal edilmez. Sadece dava konusu mal borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış addedilerek, alacaklı bu malı haczettirerek sattırıp, satış bedelinden alacağını elde etme olanağını bulur. Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur.
    Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir.
    Somut olayda, borcun kaynağı 10.11.2015 tarihli sözleşme olup, tasarruf bu tarihten sonra 07.01.2016 tarihinde gerçekleşmiş, dava 27.06.2016 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü sürede açılmış, borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş ve aciz belgesi sunulmuştur.
    Sayılan bu koşullardan “alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması” koşulunun irdelenmesi, somut olayın çözümünde önem taşımaktadır.
    Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa, bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki, üçüncü kişi-davalının, borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının araştırılmasında zorunluluk vardır.
    Aksi takdirde, takip alacaklısıyla anlaşarak veya nasıl olsa kendisinin borca batık olması nedeniyle gerekli çabayı göstermeyerek icra takibine itiraz etmeyen, itiraz üzerine durması söz konusu olmayan kambiyo senetlerine dayalı takibe karşı menfi tespit davası açmayan takip borçlusunun bu davranışı karşısında borçludan mal edinen üçüncü kişilerin yargı eliyle zarara uğratılması söz konusu olur ki, bunun kabulüne olanak yoktur. Hatta tasarrufta bulunurken borçlu olmayan kötü niyetli kişilerin mal varlığındaki bir unsuru iyi niyetli üçüncü kişilere devrettikten sonra hileli işbirliği halinde olduğu kimselere eski tarihli borç senedi vererek elinden çıkardığı malları iptal davası yoluyla dolaylı olarak geri alması dahi imkan dahiline sokulabilir. Elbette ki bunlar kanunun amaçladığı durumlar değildir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir.
    Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak yukarıda açıklanan ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/17-224 Esas 2013/1478, 2014/17-843 Esas 2014/433 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Ancak burada yapılan iş, takibin alacaklı ve borçlu tarafından muvazaalı bir anlaşma ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğidir ve bunu araştırılamasıdır. Takip dayanağı belge şekil şartları yönünden geçersiz olması halinde borçlunun takip hukukuna göre itiraz hakkını kullanmamış olması halinde takip kesinleşmiş ise bu hususun resen araştırılması söz konusu değildir.
    Bu nedenlerle Bölge Adliye mahkemesinin takip dayanağı belgenin şekil şartlarına uygun olmadığı gerekçesi ile alacağın gerçek olmadığı yönünde yaptığı saptama yerinde değildir.
    Yapılacak iş, davalı borçlu ... Orman Ürünleri İnşaat Emlak Turizm. Gıda San ve Tic. Ltd. Şti"nin ticari defterleri incelenerek davacı ile aralarındaki ticari alım -satım ilişkisinin belirlenmesi, alım-satım işlemi varsa toplanan ve toplanacak delililer birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi dava konusu borcun olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye mahkemesinin yazılı gerekçe ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye mahkemesinin kararının BOZULMASINA dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesine gönderilmesine temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.02.2019 gününde üzere oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi