17. Hukuk Dairesi 2019/6131 E. , 2020/3789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının maliki olduğu,dava dışı ...’un sevk ve idaresindeki aracın 06/10/2011 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan ...’ın yaralandığını ve malul kaldığını, kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar geçerli bir trafik sigortası bulunmamaması nedeniyle yaralanan ...’a müvekkili kurum tarafından, 08.11.2013 tarihinde 27.400 TL ödeme yapıldığını, aracın karıştığı kaza nedeniyle meydana gelen zarardan aracın sürücüsü ve malikinin sorumlu olduklarını,müvekkili kurum tarafından yapılan ödemeyi, müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu bu sebeple ödeme yapılan bedelin tahsili için davalı malik ve sürücü aleyhinde Erzurum 3. İcra Müdürlüğünün 2014/3376 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğine rağmen, borç ödenmediği gibi davalı tarafından borca itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olup, iptalinin gerektiğini ileri sürerek davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; kazaya karışan aracı 25/09/2011 tarihinde 27/03/2012 keşide tarihli çek karşılığında sattığını, aracın satıldığına ilişkin araç satış sözleşmesi düzenlediklerini, 05/04/2012 tarihinde aracın devrini ..."e verdiğini ve fiilen 25/09/2011 tarihinde teslim ettiğini, tüm def"i ve itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla takipte talep edilen asıl alacağa, faize, faiz oranına, tüm fer"ilerine ve yetkiye itiraz ettiğini beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ..."nun 16/10/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında üzerine atfedilebilecek bir kusurunun bulunmadığı, ayrıca adli tıp raporunda araç sürücüsü ..."un kusursuz olduğunun, olayın oluşunda lastik patlamasının %100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davacının davasının reddine, dair verilen karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece kazanın lastik patlaması nedeniyle meydana geldiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de toplanan deliller hükme yeterli değildir.
2918 sayılı KTK"nun 85/1. maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenen ölmesi veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlemesine; aynı yasanın 86/1. maddesinde ise; işletenin, mücbir sebebten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan, zararlı sonucun ileri geldiğini ispat etmesi şartıyla sorumluluktan kurtulacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Bilindiği gibi teknik arızalar çoğu kez aracın periyodik bakımının zamanında ve gereği gibi yapılmamış olmasından ileri gelir ki; bu da araç sahibi ve işleten için bir kusur teşkil eder. Teknik arıza kural olarak umulmayan bir hal olup önceden sezilemez ve önlenemez niteliği kanıtlanmadıkça bu hal bakım kusuru oluşturmaktadır. Bu hali 2918 sayılı K.T.K."nun 86/1 maddesinde işleteni sorumluluktan kurtaran nedenlerden biri olan mücbir sebep değil, umulmayan hal olarak kabul edip,araçta kazayı etkileyen bir bozukluk olarak nitelendirmek gerekmektedir. Çünkü genellikle bu nitelikteki teknik arızaları önlemek ve karşı koymak mümkündür.
Mücbir sebep sayılmayan teknik arızalar toplumda yarattığı devamlı tehlike alanı ve doğuracağı ağır zararlar nedeniyle işletenin aracın bakımından dolayı göstermesi gereken objektif özeni aşar nitelikte olmalıdır. Bu nedenle işleten ya da (eylemlerinden sorumlu tutulduğu) araç sürücüsü gibi kimselerin aracı 3. kişilere zarar vermeyecek şekilde
ihtimamla kontrol ve bakım altında tutmaları gerekir. Teknik arıza önlenememişse, işletmede bir eksiklik, hata, bozukluk ve düzensizlik var demektir. Yargıtay"ın teknik arıza konusundaki yerleşik içtihadı da bu doğrultudadır.
Somut olaya bakıldığında; 10.09.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre; davalının maliki olduğu araç sürücüsü dava dışı ...’un, lastiğin patlaması nedeniyle, aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde kazanın meydana geldiği görülmektedir.
O halde, mahkemece, dava konusu aracın periyodik bakım ve tamirlerine ilişkin tüm belgelerin gerekirse taraflardan da sorularak bulunduğu yerlerden getirtilmesinden sonra, dosyanın İTÜ ya da Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetine tevdii ile kaza tespit tutanağı, 10.09.2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunun da irdelendiği, aracın işletilmesiyle ilgili olarak davalının ve dava dışı sürücünün bakımsızlıktan (teknik arızadan) kaynaklanan öngörülebilir işletme kusurunun bulunup bulunmadığı, işletme kusuru varsa bu olgunun kazaya etkisi, dolayısıyla, olaydaki kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı ve gerekçeli, denetime açık şekilde rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.