17. Hukuk Dairesi 2019/3597 E. , 2020/3898 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkil şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalanan ve davalı-sigortalının maliki bulunduğu aracın 03/04/2001 tarihinde çalınıp daha sonra hasar görerek tamamen zayi olmuş bir halde bulunduğunu, yapılan inceleme ve ekspertiz raporuna göre müvekkili şirket tarafından davalı-sigortalıya 7.000,00 TL hasar tazminatının 01/05/2001 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirket tarafından bu ödemenin yapılmasının ardından aracın ruhsat örneğine göre rehinli alacaklı olarak gözükmeyen ancak trafik kayıtlarına göre rehinli alacaklı olan ... A.Ş. tarafından Bakırköy 28. Noterliğinin 11/09/2002 gün ve 24425 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek hasar ödemesinin kendilerine yapılmasının talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından hasar ödemesinin bu başvurudan önceki bir tarihte 01/05/2001 tarihinde yapılması ve bu nedenle ihtilafa düşülmesi üzerine ... A.Ş tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2002/21408 sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine girişildiğini, itirazları üzerine takibin durduğunu, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/1763 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, 06/12/2005 tarih ve 2005/755 karar sayılı ilamla kısmen kabulüne karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2002/21408 sayılı dosyasına 32.848,00 TL"nin 24/11/2007 tarihinde ödendiğini belirterek ödeme nedeniyle davalı sigortalının sebepsiz zenginleşmesinden dolayı 7.000,00 TL hasar tazminatının
davalı sigortalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının kabulüne, davacı ... tarafından davalıya ödenen 7.000,00 TL tazminat bedeli üzerinden 01/05/2001 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuna göre değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazasından kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
TTK"nın 1269. maddesi uyarınca malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1270. maddesi uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda sigortalı konumunda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o surette sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. (TTK. 1456 Md.)
Somut olayda davacı taraf kasko sigortacısı olduğu aracın 03.04.2001 tarihinde çalınıp daha sonra tamamen zayi halde bulunduğunu, sigortalıya 7.000,00 TL hasar tazminatı ödendiğini ancak bu ödemenin ardından aracın ruhsat örneğine göre rehinli alacaklı olarak gözükmeyen, trafik kayıtlarına göre rehinli alacaklı olan Denizbank A.Ş. tarafından kendilerine icra takibi yapıldığını ve taraflarınca açılan itirazın iptali davasının reddi üzerine icra dosyasına 24.11.2007 tarihinde 32.848,00 TL ödeme yapıldığını bu durumda davalı sigortalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek sigortalısına ödenmiş olan 7.000,00 TL"nin rücuan tahsilini talep etmiştir.
Dosya içerisindeki belgelerden davacı ... şirketi tarafından 05.04.2001 tarihli yazı ile rehin hakkı sahibi bankaya sigortalıya ödeme yapılmasına muvafakat edilip edilmediğinin sorulduğu ancak banka cevabı beklenmeden sigortalıya 01.05.2007 tarihinde 7.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, rehin hakkı sahibi bankanın ise cevap yazısında ödemeye muvafakatleri olmadığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacı ... şirketinin sigorta akdinin tanzimi aşamasında ... Avcılar Şubesi nin rehinli alacaklı sıfatına poliçesinde yer vererek rehinli alacaklı imtiyazını baştan bilerek kabul etmesi karşısında sonradan sigortalı tarafından ibraz edilen tescil belgesinde herhangi bir rehin kaydı bulunmaması nedeniyle gerçekleşen riziko üzerine tahakkuk eden tazminatı sigortalısına ödemesi, davacı sigortacıyı rehin hakkı sahibine karşı sorumluluktan kurtarmamaktadır.
O halde, davacı bankadan tazminatın ödenebilmesi için gerekli olan muvafakat yazısının cevabını beklemeden işlem yapan ve sigorta poliçesinde bankanın rehinli alacağı olduğunu kabul eden davacı ... şirketinin basiretli tacirden beklenmeyecek biçimde ödemesi karşısında sigortalısına rücu edemeyeceğinin düşünülmesi gerekir. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.