17. Hukuk Dairesi 2018/5465 E. , 2020/3970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya olarak incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ..."ın müvekkiline borcu olup bu borcu karşılığında 01/03/2011 tanzim tarihli 100.000,00 TL bedelli bonoyu imzalayarak müvekkiline verdiğini, davalının ödeme günü gelmesine rağmen borcu ödemediğini, bunun üzerine icra takibine giriştiklerini ve davalı ... adına kayıtlı ... ili ... Mahallesi Cilt 6 sayfa 538 parsel 1497 parselde adına kayıtlı taşınmaz bilgisine ulaşıldığını, hakkında icra takibine başlandığını öğrenen davalı ..."ın adına kayıtlı taşınmazı diğer davalı ..."e 21/09/2011 tarihinde satış yapmış gibi göstererek malı alacaklı müvekkilden kaçırdığını, ardından davaya konu taşınmazın davalı ... tarafından davalı ..."ın yakın akrabası olan diğer davalı ..."a devretmek suretiyle alacaklılardan mal kaçırmak kastıyla mülkiyetinden çıkardığını belirtilerek, gerçekleştirilen tasarrufun müvekkilin alacağını karşılamaya yetecek kadarının iptaline ve eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın temel teşkil ettiği alacak bonodan kaynaklandığından bu davanın ticari bir dava olduğunu ve böyle bir dava da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olacağını, ayrıca hem gayrimenkulün bulunduğu yer hem de davalıların ortak ikametgahının ... ili olmasından
dolayı yetkili mahkemenin de ... Mahkemeleri olduğunu, davaya konu taşınmazı emlakçı olan ...’ den satın aldığını, parasını da peşin olarak ödediğini, taşınmazın gerçek değerinden düşük gösterilmesinin tek başına asla kanuna karşı hileyi ispat etmeyeceğini ve kötü niyetin bir göstergesi olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı tarafından Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada mahkemece; yetkili ve görevli mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; daha sonra dava dosyası ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve iş bu mahkeme tarafından da davanın İİK. 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış bulunan tasarrufun iptaline ilişkin olduğu buna göre görevli mahkemenin İİK 288. maddesi ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda genel mahkemeler (Asliye Hukuk) olacağından bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve dosya merci tayini için Dairemize gönderilmiştir. Dairemizin 21/06/2013 gün ve 2013/9175 Esas 2013/9648 sayılı ilamı ile; Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Yargı yerinin belirlenmesi üzerine, davanın yargılaması görevli ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve 19/03/2015 gün ve 2013/500 Esas 2015/218 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1-Dava İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda alacaklı tarafından geçici (İİK.nun 105.madde) veya kesin (İİK.nun 143. madde) aciz belgesi sunulması dava ön şartı olup hakim tarafından re"sen gözönünde bulundurulması gerekir.Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır.
Somut olayda mahkemece verilen süre içerisinde aciz vesikasının ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Mahkeme gerekçesinde, her ne kadar davalı borçlu ... hakkında Cizre İcra Müdürlüğünün 2011/602 sayılı dosyası ve buna bağlı olarak ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/3 Talimat sayılı dosyasından çıkılan hacze ilişkin tutanak dikkate alınarak geçici aciz vesikasından söz edilemeyeceğinden bahsedilmişse de yukarıda bahsi geçen icra dosyasının alacaklısı ... adlı şahıs olup davaya dayanak yapılan Diyarbakır 7. İcra Müdürlüğünün 2011/6015 sayılı dosyasındaki davacı alacaklı ... İnş. Doğalgaz Med. Tar. Ür. Tic. San. Ltd. Şti. ile bir ilgisi yoktur. Diğer bir deyişle,
mahkeme tarafından dava şartı olan aciz belgesi, dava dışı başka bir alacaklının davalı borçlu hakkında yaptığı başka bir takipte değerlendirilmeye alınarak karara bağlanmıştır.
Bununla birlikte, davacı alacaklı ... İnş. Doğalgaz Med. Tar. Ür. Tic. San. Ltd. Şti. tarafından davalı borçlu hakkında yapılan takibe ilişkin Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/75 Talimat dosyasından çıkılan 24/04/2015 tarihindeki haciz, borçlunun bilinen en son mernis adresi olmakla birlikte Dairemiz tarafından yapılan Uyap araştırması sonucu borçluya ilişkin nüfus kayıtlarını incelediğimizde, haciz tutanağında “isminin ... olduğunu, borçlu ...’ı tanımadığını ve kimliğini kaybettiğini” beyanında söyleyen şahsın, aslında borçlu ile müşterek “...” ile “...” isimleri ikiz kızlarının bulunduğu ve borçluyu tanıdığı ortaya çıkmaktadır. Hal böyle olunca gerek adresin borçluya ait mernis adresi olması gerekse evin gezilerek haczi kabil mala rastlanılmaması sonucu hacze ilişkin bu tutanağın İİK 105/2 maddesinde belirtilen geçici aciz vesikası hükmünde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı borçlunun aciz halinin kabul edilip işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde aciz belgesinin yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
2-Kabule göre de, dava ön koşul yokluğundan red edildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.