Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4267
Karar No: 2020/4284
Karar Tarihi: 02.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4267 Esas 2020/4284 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4267 E.  ,  2020/4284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalı ... şirketine yapılan başvuru neticesinde müvekkiline yetersiz ödeme yapıldığını, müvekkilinde artan maluliyet oranı için davalıya tekrar başvuru yapıldığını ancak davalı tarafça taleplerinin red edildiğini açıklayıp ibranamenin iptali ile 10.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalıya yapılan başvuru neticesinde kısmi ve yetersiz ödeme yapıldığını, zaman içinde müvekkilinde oluşan maluliyet durumunun arttığını açıklayıp tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece, dava konusu olay nedeniyle davacı tarafından davalıya müracaat edildiği, davalı tarafından davacıya 11.02.2009 tarihinde 65.533,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından da 05.02.2012 tarihli ibranamenin düzenlenerek davalıya verildiği, davanın ise 22.05.2014 tarihinde açıldığı, ibranamenin düzenlenme tarihi ile dava tarihi arasında 2918 Sayılı Yasanın 109/4. maddesinde ön görülen iki yıllık süresinin geçmiş olduğu gibi davalı tarafından sorumluluk miktarının üzerinde ödeme yapılmış olduğu, ibranamenin düzenlenme tarihinden itibaren iki yıllık süre içerisinde belge niteliğinde olduğu ve düzenleyen tarafından bu süre içerisinde cayılabileceği, iki yıllık süre geçtikten sonra kesinleşeceği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
    Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794).
    Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı KTK"nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
    Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 31.12.2007 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı yaralanmıştır.
    Mahkemece eylem için 2918 Sayılı Yasanın 109/4.maddesinde ön görülen iki yıllık süresinin geçmiş olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Somut olayda davaya konu kaza; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde gerçekleşmiş olup buna göre eylem için Türk Ceza Kanununda öngörülen ceza zamanaşımı süresinin dikkate alınarak dava tarihi olan 22.05.2014 tarihinde zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı tartışılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kaldı ki davacı vekili, kaza nedeniyle müvekkilinin maluliyet oranında artış olduğunu, davalı ... şirketine yapılan başvuru neticesinde davalı ... şirketince %28 sakatlık oranına göre tazminat ödemesi yapıldığını, ancak müvekkilinin psikolojik rahatsızlıklarının da ortaya çıkması ile maluliyet oranının arttığını, artan maluliyet oranı sebebi ile hesaplanacak tazminatın tahsilini talep etmiştir.
    Gerçekten de dosya kapsamından, davacıya yapılan ödemeye esas 26.12.2008 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunun davacıda oluşan femur boyun kırığı+vertberada %25 kompresyon, femurda %4 ve sol omuzda rom ağrılı sebepleri ile %28 olarak belirlendiği, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunda davacının yapılan psikiyatr muayenesinde ise davacının anskiyete post travmatik stres bozukluğu takipli olduğu, 2014 yılında Tarsus Devlet Hastanesinde travma sonrası stres bozukluğu tanısı ile sağlık kurul raporu düzenlendiği, 18.05.2015 tarihinde sağlık kurul raporu düzenlendiği, şu anki hali ile kişide travma sonrası stres bozukluğu tanısı düşünüldüğü, tedavi ile işlevselliğinin kısmen düzeleceği belirtilerek maluliyet oranının vertebra korpus çökme, kalça hareket kısıtlılığı ve travma stres bozukluğu nedeni ile %45 olduğu bildirilmiştir.
    Artan maluliyet oranı ve gelişen yeni durum nedeni ile zamanaşımı süresinin başlangıcı bu yeni durumun ortaya çıktığı tarih olup davacı vekilince de artan maluliyet oranına ilişkin tazminat talep edildiğine ve sigorta şirketince yapılan ödemenin ilk kalıcı sakatlığa ilişkin olduğu da gözetildiğinde düzenlenen ibranamenin artan maluliyet oranını kapsamadığı ve zamanaşımı süresinin de her halükarda bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda ceza (uzamış) zamanaşımı süresinin dolmadığının gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Diğer yandan mahkemece, ibranamenin düzenlenme tarihi ile dava tarihi arasında 2918 Sayılı Yasanın 109/4. maddesinde ön görülen iki yıllık süresinin geçmiş olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de; ibranamenin iptaline ilişkin yasal düzenlemenin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesinde düzenlendiği gözetilmeksizin hatalı değerlendirme ile ibranamenin iptaline yönelik olarak 2918 Sayılı Yasanın 109/4.maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi