Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/112
Karar No: 2020/5320
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/112 Esas 2020/5320 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, müvekkilinin intihar etmesinin ardından davalı sigorta şirketinden tazminat talep etti. Ancak mahkeme, sigortalının intiharının akıl hastalığından kaynaklanmadığına ve sigorta şirketinin tazmin yükümlülüğünün olmadığına karar verdi. İstinaf aşamasında bilirkişi raporu da incelendi ancak sonuç değişmedi ve davacının temyiz istemleri reddedildi. TTK'nın 1503. maddesine göre, sigortalının intiharının akli melekelerindeki bir rahatsızlıktan kaynaklandığının kanıtlanması gerekmektedir. Ancak bu durumun tıbbi açıdan kanıtlanamadığından tazmin yükümlülüğü yoktur. Kanun maddesi açıklaması:Türk Ticaret Kanunu (TTK) Madde 1503 - Sigorta ettirenin veya sigorta yaptıranın rızası olmadan sigortalı tarafından yapılan öldürme veya kendini öldürme halinde veya sigortalının akli melekeleri yerinde olmadığı bir durumda yapacağı öldürme veya kendini öldürme halinde sigortacının sorumluluğu yoktur.
17. Hukuk Dairesi         2019/112 E.  ,  2020/5320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin murisi ... murisin cinnet geçirerek intihar ettiğini, murisin mirasçılarından altısının ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 10.09.2012 tarih 191 E., 231 K. sayılı kararı ile mirası reddettiklerini, müvekkili dışında mirasçı olarak ... ve ... kaldığını, murisin ... A.Ş. .../... Şubesinden, 120 ay vadeli 65.000,00 TL bedelli konut kredisini 07.10.2010 tarihinde, 120 ay vadeli 2.500,00 TL bedelli tüketici kredisini 07.10.2010 tarihinde, 18 ay vadeli 5.425,45 TL bedelli tüketici kredisini 16.04.2012 tarihinde kullandığını, murisin konut kredisini kullanırken bankanın da yönlendirmesi ile davalı ile 22.10.2010 başlangıç, 22.10.2017 bitiş tarihli, 59.000,00 TL vefat teminatı bedelli “... A.Ş. Uzun Süreli Kredi Grup Hayat (Ort) Katılım Sertifikası”nı akdettiğini, murisin vefatından sonra davalının krediyi kullandıran ... A.Ş. ... Şubesine hitaben yazmış olduğu yazısında; “... ’nun intihara teşebbüs neticesi vefat ettiği TTK’nun emredici nitelikteki 1503/1 maddesi ve Hayat Sigortaları Genel Şartları’nın A.3-2 maddesi uyarınca ... A.Ş ve/veya müteveffanın kanuni varislerine şirketimizce herhangi bir hayat sigortası tazminatı
    ödenmesinin mümkün değildir....” diyerek tazminat ödenmesi talebini reddettiğini beyanla, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin vefat tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemenin 04.12.2014 tarihli ara kararı doğrultusunda davaya dayanak poliçenin 59.000,00 TL bedeli üzerinden eksik harcı 16.12.2014 tarihli makbuzla tamamlamıştır.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, somut olayda sigortalının duygusal ilişki yaşadığı kadını silahla yaraladıktan sonra silahı kafasına dayayıp intihar ettiği, bu yönü ile sigortalının kapıldığı öfke sonucu ölüme yöneldiği ve intihar ettiği, müteveffa anlık bir öfke sonucu intihara yönelmiş ise de bu durumun yasada öngörülen akli melekelerde geçici ve sürekli bir rahatsızlığın varlığına işaret eden bir durum olmadığı, nitekim 06.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda kanunda bahsedilen akli melekelerin yerinde olmaması halinin anlık bir hal olmadığı, kişinin bir akıl hastalığından muzdarip olması veya akıl sağlığının normal çalışmasını engelleyecek bir rahatsızlık sebebiyle tedaviye tabi olması şeklinde yorumlanması gerektiği, dosya kapsamında yer alan delillere göre tıbbi açıdan bu hal tespit edilemediği, somut olay mevcutken genel ibarelerden hareketle sonuca varılamayacağı, sigortalının intiharının TTK 1503/2 maddesi hükmüne göre akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle gerçekleştiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, psikiyatrist ve sigortacı bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bilirkişi raporunda özetle; murisin akli melekelerinde bozulmaya yol açabilecek demans (bunama), zeka geriliği, şizofreni gibi bir rahatsızlığa ait yeterli bilgi, bulgu ve kanıt tespit edilemediği, kişinin "akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebi ile" intihar ettiği kanaatine varılamadığı, ayrıca intiharı tasarlayıp yaparak riski kasıtlı olarak gerçekleştirdiğine dair bir kanaate de varılamadığı, 6102 sayılı TTK"nın 1503. maddesi gereğince, davalı sigorta şirketinin tazmin yükümlülüğünün bulunmadığı tespit ve görüşü bildirilmiş, bu durumda ilk derece mahkemesince, iddia ve savunma, murisin ölüm şekli ve otopsi raporunda kan ve idrarında belirlenen maddeler dikkate alınarak, murisin tüm tedavi ve hastane evrakı getirtilip, psikiyatri uzmanı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi
    kurulundan rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dava dosyasının Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi