16. Ceza Dairesi 2020/1385 E. , 2021/3033 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Uygulama : 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 3, 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyetine (istinaf başvurusunun esastan reddine)
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde
verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 25/09/2018 tarihli Emniyet araştırma tutanağı içeriğine göre, Deaş mensubu Ahmet Eladnani (Ebu Abdo kod adlı) isimli şahsın ülkemize kaçak yollardan girerek bombalı eylemlerde kullanılabilecek silah ve patlayıcı maddeleri ülkemize sokacağı ihbarı üzerine yapılan arama neticesinde sanığın yanında bulunan ve haklarında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verilen 5 kişi ile birlikte yakalandığı, sanığın üzerinde ve yakalandığı araçta herhangi bir suç unusuruna rastlanılmadığı, istihbari tutanaktaki kişi ile sanığın aynı kişi olduğunun dosya içeriğine göre belirlenmemiş olduğu, sanığın aşamalardaki beyanlarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi karşında, sanığın silahlı terör örgütü ile hiyerarşik bağlantı içinde organik ilişkiye girdiğine dair süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren faaliyetleri olduğunu ve örgüte olan ilgisinin sempatizanlık düzeyini aştığını gösterir bir delil bulunmadığı,sanığın örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla dahil olmak suretiyle üyesi olduğunu ortaya koyan, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ispat edilemeyen müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir
örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.