15. Hukuk Dairesi 2016/4394 E. , 2018/1092 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ... ile ... vekili tarafından istenmiş ise de davalılar ... ile ..."ın temyiz dilekçesinin süresi içerisinde temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının yatırılmadığı, davacının temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, yüklenici davalı şirket yönünden eser sözleşmesinden kaynaklanan, idare elemanı diğer davalılar yönünden ise bu sözleşmeyle ilgili görevlerin yürütülmesinde idare zararına neden olmaları nedeniyle haksız fiil hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; mahkemece davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine dair verilen karar davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Her ne kadar mahkeme kararı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş ise de anılan dilekçenin harçlandırılmadığı ve kayda da girmediği anlaşıldığından, usulüne uygun temyiz talebi bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-Davacı iş sahibi vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, davalılardan ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile yangın merdiveni ikmâl inşaatına ilişkin sözleşme bulunduğunu, bu iş nedeniyle şirkete 60.862,35 TL yersiz ödeme yapıldığını, bu miktardan davalı şirket ve davalı ..."in sorumlu olduğunu, ayrıca yangın merdiveni işi için 54.000,00 TL gecikme cezası ve 224.437,50 TL teknik eleman bulundurmama cezasının kesilmemesi nedeniyle diğer davalıların sorumlu olduğunu, belirterek bu miktarların davalılardan tahsilini istemiş, davalılar davanın reddini savunmuş, mahkemece 24.535,52 TL alacağın dava tarihinden yasal faiziyle davalı şirketten tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava yüklenici yönünden sözleşme ve dava tarihine göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK 355 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu yangın merdiveni ikmâl inşaatı işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak fazla ödenen bedelin iadesi ve tahsil edilmemiş olan ceza koşulu alacaklarının tahsili, davalı idare görevlileri yönünden ise fazla bedel ödemek ve ceza koşulu alacaklarını kesmemek suretiyle idare zararına neden olunduğu iddiasıyla haksız fiil hükümlerine göre açılmış tazminat davasıdır.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas, ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur."
Gerekçeli karar ile hüküm fıkrasının çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırı olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece yükleniciye yapılan fazla ödemenin ... İnş. San. Tic.
Ltd. Şti."den tahsiline karar verilmiş ise de, gerekçede davacının kontrol görevlisi olan davalıların da yüklenici davalıya yapılan ödemenin KDV"sinden sorumlu olmaları gerekeceğinden söz konusu tutara %18 KDV eklenmesi yoluna gidilmiş, buna ilişkin hesaplama mahkemece resen yapılarak karara işlenmiş, işleyecek faiz türü hakkında ise kesinleşen 2012/19 Esas sayılı kararında belirtilen yasal faize hükmedilmesi yönünde karar verilmiş olmakla gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu durumda HMK 297. maddeye uygun bir kararın varlığından söz edilemez. Mahkemece yapılacak iş önceki karar ile bağlı olmaksızın gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilerek karar vermek olmalıdır. Bu nedenle kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.