15. Hukuk Dairesi 2016/5237 E. , 2018/1143 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, taraflar arasında imzalanan 16.05.2006 tarihli gayrimenkul satım sözleşmesinden ve 06.12.2007 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı işsahibi, davalı yüklenicidir. Davacı, davalı ile aralarında 16.05.2006 tarihli nitelikleri belirtilen gayrimenkul satım sözleşmesi ve 06.12.2007 tarihli eksik işlerin yapımına dair eser sözleşmesi bulunduğunu sözleşmelere göre kendisinin üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davalının edimini eksik ve ayıplı yerine getirmesi sebebi ile taşınmaza ödenen bedelin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı tarafça zamanaşımı definde bulunulmuş, dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış, görülmüş ve mahkemece taşınmazın devir tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un amaç başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanun"un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici;
Ticari-veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi." düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
Açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda, davacı iş sahibinin (tüketici) tarafı olduğu eser sözleşmesi de tüketici işlemidir. Bu kapsamda eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Dava açıldığı tarihte, 6502 sayılı Kanun"un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle ara karar ile davaya bu sıfatla bakılması gerekirken asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.