Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi"nden kaynaklanan cezai şart ve geç teslim nedeni ile gecikme tazminatının tahsiline ilişkin yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının hükmedilmesine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine, 05.04.2011 tarihinde; sözleşme hükümlerine göre dairelerin zamanında teslim edilmemesinden ötürü kira kaybı tutarı olarak 4.800,00 TL ve cezai şart miktarı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 34.800,00 TL asıl alacak ve 2.767,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.567,20 TL’nin tahsili amacıyla takip başlatılmış olup; eldeki itirazın iptâli davasında da dava değeri olarak 37.567,20 TL gösterilmiş, peşin harç da bu miktar üzerinden alınmıştır. Mahkemece 10.12.2013 tarihli davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak 5.337,00 TL üzerinden devamına ilişkin gerekçeli kararın 4. bendinde; “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğine davacı vekili için taktir edilen 640,00 TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine", gerekçeli kararın 5. bendinde; “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğine davalı vekili için taktir edilen 3.795,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine “ilişkin hüküm kurulmuş, 23. Hukuk Dairesi’nin 02.05.2016 gün 2015/606 Esas-2016/2824 Karar sayılı ilâmı neticesi bozma ilâmından sonra verilen 22.11.2016 tarihli davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak olan 4.800,00 TL üzerinden devamına ilişkin gerekçeli kararın 3. bendinde “Taraflar lehine yeniden ücreti vekâlet takdirine yer olmadığına” dair hüküm kurulmuştur. Her iki kararda kabul ve red edilen miktarlar farklı olmakta, mahkemece taraflar lehine yeniden vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin hüküm doğru olmamıştır. Bozma ilâmından sonra verilen hüküm uyarınca red edilen miktar olan 32.767,20 TL üzerinden
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesaplanan 3.932,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerekmekte olup; kararın bozulması gerektiği halde bu husus yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden HUMK"nın 438/VII. maddesine göre kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin kararı temyiz etmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; mahkeme kararının hüküm kısmı 3. bendi; "taraflar lehine yeniden vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına" kelimelerinin karardan çıkartılarak yerine a fıkrası olarak "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı vekili için takdir edilen 3.932,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, b fıkrası olarak; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı vekili için takdir edilen 640,00 TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" kelimeleri ve rakamları yazılarak kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.