Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3128
Karar No: 2018/4419
Karar Tarihi: 13.11.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/3128 Esas 2018/4419 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı vekili tarafından temyiz istemiyle incelenen dava, bir eser sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptal edilmesi ve icra inkar tazminatı istemiyle ilgilidir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı vekilinin temyiz itirazlarından sadece birinin kabul edilebileceği, diğer sair itirazların reddedileceği belirtilmiştir. Mahkeme ayrıca, konuyla ilgili kanun maddelerine değinerek, takibe konu alacağın likid olması gerektiğini vurgulamıştır. Yasal koşullar sağlanmadığından icra inkar tazminatı istemi kabul edilemez. Kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
İlgili Kanun Maddeleri: Kanunun takibin durdurulması ve kaldırılması başlıklı 67. maddesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.2006 tarihli kararı.
15. Hukuk Dairesi         2018/3128 E.  ,  2018/4419 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli takibin devamı, icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan 03.04.2012 tarihli sözleşme ile müvekkilinin web tasarım ve yazılım uygulama hizmeti verdiğini, gönderilen 01.06.2012 tarihli faturanın ödenmediğini, yapılan icra takibine haksız itirazın iptâlini, takibin devamını ve icra inkâr tazminatına hükmolunmasını istemiştir.
    Davalılar vekili, taraflar arasında teklif metni başlıklı belgenin onaylandığını, 1.000,00 TL ödeme yapıldığını, hizmetin süresinde ve sözleşmeye uygun ifâ edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Taraflar arasında götürü bedelli eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, 1.000,00 TL peşin ödeme yapıldığı hususunda çekişme bulunmamaktadır. Mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda davacı yüklenicinin edimini tam ve sözleşmeye uygun şekilde ifâ etmediği, talep ve siparişi verilmiş bir web tasarımını davalıya teslim etmediği, hükme esas alınan ikinci raporda ise davalının, davacının tasarım yapabilmesi için gerekli verileri sağlayamaması, yönetici atamaması nedeniyle, bütün alt yapı ve şablonları oluşturulan yapının tamamlanamadığı, bu yüzden gecikmede davalı tarafın kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Götürü bedelli sözleşmede, yüklenicinin hak ettiği imalat bedeli, fiziki oran yöntemi ile başka bir ifadeyle yüklenicinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların eksik ve ayıpları da dikkate alınarak, işin tamamına göre fiziki oranı tesbit edilip, bulunacak bu oranın
    götürü iş bedeline uygulanması suretiyle saptanmalı ve bulunacak rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanmalıdır.
    Somut olayda davacı yüklenicinin teslimi eksiksiz ve sözleşmeye uygun yaptığını kanıtlaması gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan, mahkemece ikinci raporu veren bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak yukarıda açıklanan yönteme göre davacının hakettiği bedel saptanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Öte yandan; itirazın iptâli davalarında, İİK 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde bir icra takibinin yapılmış bulunması, borçlunun süresi içinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki takibe itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlanmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
    Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre; likid bir alacaktan sözedilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. (YHGK 07.06.2006 gün ve 2006/19-25 Esas, 341 Karar sayılı kararı) Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın varlığı ve miktarı, bilirkişi incelemesiyle yapılan yargılama sonucu belirlenmekle, alacağın likid olmadığı anlaşıldığından borçlunun takibe itirazının haksız olduğu kabul edilemez. Bu nedenlerle mahkemece icra inkâr tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamış kararın davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi