15. Hukuk Dairesi 2020/87 E. , 2020/3043 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen .../... Esas sayılı dava
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl dosya davacısı ve birleşen dosya davacısı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, tapu iptâli ve tescil, mümkün olmaması halinde verilmesi gerekip de verilmeyen bağımsız bölüm bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın bedele yönelik olarak kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin asıl ve birleşen davanın bedel yönünden kısmen kabulüne dair verdiği 24.03.211 gün 2007/581 Esas 2011/180 Karar sayılı ilk kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 15.11.2012 gün, 2011/7525 Esas 2012/7157 Karar sayılı ilamı ile 2. bentte yazılı nedenlerle davacılar, 3. bent uyarınca davalı yararına bozulmuş; davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Dairemizin 11.12.2013 gün, 2013/1431 Esas 2013/6668 Karar sayılı ilamı ile bozma ilamının 3. bendinin tamamı bozma kararından çıkartılmıştır. Yerel mahkemece ilk bozma üzerine açılan duruşmada bozma ilamına uyulduktan sonra keşfe bağlı olarak düzenlenen bilirkişi rapor ve ek raporuna itibar edilerek yine asıl ve birleşen davanın bedele yönelik kısmen kabulüne karar verilmiş; verilen kararın yine taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 14.05.2018 gün, 2018/330 Esas 2018/1916 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin ilk bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereğince ve yeterli inceleme yapılıp, hüküm kurulmamış olması gerekçesiyle bozulmuş, karar düzeltme yoluna gidilmeksizin açılan duruşmada tarafların bozmaya diyecekleri tespit edilerek Dairemizin 2. bozma ilamına da uyulmuştur.
Dairemizin 15.11.2012 gün, 2011/7525 Esas 2012/7157 Karar sayılı bozma ilamının 2. bendinde mahkemece yapılması gereken işin; inşaat mühendisi, mimar ve harita mühendisinden
oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle davacıların her birinin maliki olduğu 345/1301’er payların ki; toplam 690/1301 payı yükleniciye kayden verilmesi sonucunda davacıların pay kayıtlarının oluştuğu 31.08.2005 tarihi itibariyle yüklenici tarafından yasaya uygun şekilde yapılmış olan inşaattan alabilecekleri bağımsız bölüm miktarları, sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölüm sayısından fazla olmamak üzere; arsanın konumu, arsa payları, çevredeki yapılaşma ve emsal paylaşım durumları değerlendirilerek belirlenmesi, davacı yüklenici adına tescilli bağımsız bölümler mevcutsa, davacıların hak ettikleri bağımsız bölümleri karşılaması durumunda davacıların aynen ifa istemlerinin kabul edilmesi, davacıların aynen ifa istemlerinin kabulüne olanak bulunmaması durumunda; davacıların 818 sayılı BK 106/II. maddesi uyarınca ifa yerine olumlu zararlarını isteyebilecekleri, bu zararın borçlunun temerrüde düştüğü güne göre hesaplanacağı ve bunun da davacıların hak ettikleri bağımsız bölümlerin onlara teslimi gereken tarih itibariyle tamamlanmış durumdaki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedelleri olduğu belirtildikten sonra, sözleşmeye göre ve yapı ruhsatının alındığı tarih de dikkate alınarak davacılara bağımsız bölümlerin 06.09.2007 tarihinde teslimi gerekirken; teslim edilmemiş ve bu tarih itibariyle davalının temerrüdü gerçekleştiğinden, davacıların ifa yerine olumlu zararlarına hükmedilmesi, zararın da bu tarihe göre ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek hesaplanıp, hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece verilen ikinci kararda da ilk bozmadan sonra yaptırılan incelemenin yeterli olmadığı belirtilip, 1. bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılması gerekçesiyle 2. kez taraflar yararına bozulmuştur.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 09.05.1960 gün, 21/9 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bozmaya uyulmakla bozmada belirtilen hususlar yararına olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturacağından, bozma uyarınca inceleme yapılması ve karar verilmesi zorunlu hale gelir. Somut olayda usuli kazanılmış hakkın istisnalarının varlığı da ileri sürülüp, ispatlanmamıştır. Yerel mahkemece 2. bozmaya uyulduktan sonra mahallinde keşif yapılarak bilirkişi kurulu asıl ve ek raporu alınmış ise de; alınan raporlar bozma ilamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca öncekiler dışında yeniden inşaat mühendisi, mimar ve harita mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif de yapılarak, asıl ve birleşen dosya davacıları arsa sahiplerinin her birinin sözleşme konusu taşınmazda sahip oldukları 345/1301’erden toplam 369/1301 payı davalı yükleniciye tapuda devrettiklerinden; davacıların pay kayıtlarının oluştuğu 31.08.2005 tarihi itibariyle yüklenici tarafından yapı ruhsatı ve imar mevzuatına uygun şekilde yapılmış olan inşaattan; arsanın konumu, arsa payları, çevredeki yapılaşma ve emsal paylaşım durumlarını da değerlendirerek sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölüm sayısından fazla olmamak üzere alabilecekleri bağımsız bölüm miktarları konusunda bozma ilamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli raporu alınıp, davalı yüklenici adına kayıtlı bağımsız bölümler mevcut ise ve bozma üzerine alınacak bilirkişi raporuna göre hesaplanacak davacıların hak ettikleri bağımsız bölümleri tamamen veya kısmen karşılaması durumunda davacıların öncelikli talepleri olan tapu iptâli ve tescil istemlerinin kabul edilmesi gerekir.
Davacıların hesaplanan hakettikleri bağımsız bölümleri karşılayacak miktarda davalı yüklenici adına kayıtlı bağımsız bölümler bulunmaması, başka bir anlatımla davacıların aynen ifa taleplerinin (aynen ifa edilmeyen bağımsız bölümlerle ilgili) kabulüne olanak bulunmaması halinde davacılar asıl ve birleşen dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 106/II. maddesi hükmü gereğince ifa yerine olumlu zararlarını isteyebilecekleri ve bu zarar da arsa
sahibi davacıların hakedip de; yüklenici adına kayıtlı bağımsız bölüm bulunmaması sebebiyle aynen ifa imkanı kalmayan bağımsız bölümlerin teslimi gereken tarih itibari ile tamamlanmış durumdaki piyasa rayiçleri ile bedeli olduğu ve yüklenici temerrüdü 06.09.2007 tarihinde gerçekleştiğinden, bu tarih itibariyle davacı arsa sahiplerine verilmesi gerekip de, verilme imkanı kalmayan bağımsız bölüm ya da bağımsız bölümlerin tamamlanmış haliyle mahalli piyasa rayiçleriyle bedelinin ayni bilirkişi kuruluna hesaplattırılarak taleple de bağımlı kalınarak bedeline hükmedilmeli ve bedele hükmedilmesi halinde asıl ve birleşen dava tarihlerinden temerrüt faizine hükmedilmelidir.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma uyarınca inceleme yapmayan ve bozmada belirtilen şekilde araştırma değerlendirmede bulunmayan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek asıl ve birleşen davada yazılı miktarda bedele hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,00"ar TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl dosya davacısı ve birleşen dosya davacısına, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.