15. Ceza Dairesi 2018/8464 E. , 2020/3382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/1,62/1,51 ve 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, suç tarihinde katılanın kızına ait evi kiraladığı, sanığın kiraladığı evde daha öncesinden katılanın emaneten bir odasına koyduğu buzdolabı, çamaşır makinası ve sobasını alıp kendi işyerinde kullanarak uhdesinde tuttuğu, bu surette güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda,
Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 29. madde 6. fıkrasına göre: ""Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir"" hükmüne yer verildiği,
Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın kayıtlı ise bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği,
Somut olayda; 22/05/2017 tarihli uzlaştırma raporunda; katılan ile sanığın adreslerine yapılan tebligatların tanınmadıklarından iade edildiği, bu nedenle katılan ve sanık ile görüşme yapılamadan uzlaştırma işlemleri yapılamadığına dair rapor düzenlenmiş ise de; sanığın sorgusunda bildirdiği adresleri yerine suça konu kira sözleşmesinde yer alan adresine tebligat çıkartıldığı, usulüne uygun tebligatlar gönderilmeden uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği, sanığın bozma sonrası alınan savunmasında uzlaşmak istediğini ifade etmesi, 19/07/2018 tarihli duruşma tutanağında katılan hakkında yazılan talimatın ikmal edilerek uzlaşmayı kabul etmediğini beyan ettiği yönünde tutanak tutulmuş ise de; dosya kapsamında bu şekilde bir talimat ifadesine rastlanılmadığının anlaşılması karşısında, katılana ve sanığa usulüne uygun olarak uzlaşma tebligatları yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden usulsüz ve eksik yapılan tebligat işlemlerine dayanılarak ve uzlaşmanın gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 05/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.