Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5675
Karar No: 2018/10559
Karar Tarihi: 12.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5675 Esas 2018/10559 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, tüketici kredisi sözleşmesi gereği zamanında ödemesi gereken taksitleri ödemediği için hesabının kat edildiğini belirtmiş ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu söyleyerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının ancak takip tarihine kadar geciken taksitler yönünden alacaklı olduğunu kabul ederek, takibin devamına karar vermiştir. Temyiz edilen karar, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.
İlgili kanun maddeleri:
- 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
- 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddeleri:
- Hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alması gerektiği
- Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmesi gerektiği.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/5675 E.  ,  2018/10559 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi



    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının aralarındaki tüketici kredisi sözleşmesi gereği ödemesi gereken taksitleri zamanında ödememesi üzerine hesabının kat edildiğini, davalının ihtara rağmen ödeme yapmaması üzerine hakkında takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, davalı aleyhine en az %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme, verdiği hükmün gerekçesinde, ihtarnamenin usulüne uygun yapılmaması sebebiyle davacının, ancak takip tarihine kadar geciken taksitler yönünden alacağı olduğunu kabul ederek "...30/10/2013 takip tarihine kadar 2.716,59 TL gecikmiş taksit toplamının mevcut olduğu, ödenmemiş borçla ilgili ise dava tarihine kadar 111,90 TL temerrüt faizi ve 5,59 TL "de BSMV olmak üzere toplam alacağın 2.834,08 TL olduğu anlaşıldığından yazılı şekilde hüküm kurulmuştur" demişse de, hüküm sonucunda kararı "Davanın Kısmen Kabulüne(...) Davalının ... 1.İcra Müdürlüğünün 2013/9720 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın takip tarihi itibariyle 2.716,59 TL asıl alacak ve takip tarihinden önce işleyen 111,90 TL temerrüt faizi ve 5,59 TL BSMV olmak üzere toplam 2.834,08 TL üzerinden iptaline, takibin devamına... " şeklinde ihdas etmiştir.
    Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2. maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    Temyize konu davada mahkemece, gerekçede; "" dava tarihine kadar 111,90 TL temerrüt faizi (...)olduğu anlaşıldığından yazılı şekilde hüküm kurulmuştur "" şeklinde gerekçe oluşturulmasına rağmen, hüküm fıkrasının 1.bendinde ""...itirazın (...) takip tarihinden önce işleyen 111,90 TL temerrüt faizi (...) üzerinden iptaline, takibin devamına... "" karar verilmiş ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi